Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'nin 78 milyon nüfusuna yetecek temel besin maddelerini üretmenin ötesine geçerek küresel gıda güvenliğine katkı sağlar hale geldiğini belirtti.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'nin 78 milyon nüfusuna yetecek temel besin maddelerini üretmenin ötesine geçerek küresel gıda güvenliğine katkı sağlar hale geldiğini belirterek "Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için hem ulusal hem de küresel ölçekte iş birliği yapılması gerekiyor. Aksi takdirde bugün Suriye'de yaşanan insanlık dramında olduğu gibi yaşanan siyasi ve sosyal krizler, sınırları, hatta kıtaları aşarak dünyanın huzurunu kaçırmaya yetebilir." dedi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) 30. Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Konferansı Antalya'da başladı. Açılış töreninde konuşan Bakan Faruk Çelik, FAO'nun 30. Avrupa Bölgesel Konferansının bölgede ve dünyada siyasi, ekonomik ve sosyal çalkantıların yaşandığı kritik bir dönemde gerçekleştiğini söyledi.
Dünyada en zengin 62 kişinin servetinin dünya nüfusunun yarısı olan yaklaşık 3,5 milyar insanın servetiyle eşit olduğuna dikkati çeken Çelik, dünyada her yıl 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiğini, bunun yanında 27'si Afrika'da olmak üzere 34 ülkenin, halkını besleyecek yeterli gıdaya sahip olmadığını dile getirdi.
Bakan Çelik, "Böylesine tezatların yaşandığı bir dünya hiç kimse için güvenli bir dünya değildir. 1996 yılında Roma'da yapılan Dünya Gıda Zirvesinde, açlık çeken insan sayısının 2015'e kadar yarıya indirilmesi hedef olarak konulmuştu. Bu konuda biraz ilerleme sağlanmasına rağmen ne yazık ki hedef tutturulamamıştır." diye konuştu.
Söz konusu toplantıda 2030 yılına kadar dünyada açlığın tamamen ortadan kaldırılması hedefinin konulduğunu hatırlatan Çelik, ana misyonu açlık ve yoksullukla mücadele olan FAO gibi uluslararası kuruluşlara bu hedefe ulaşmak için önemli görevler düştüğünü ifade etti.
"Gıdaya erişim uluslararası barış kilit noktasıdır"
Gıdaya erişimin bugün uluslararası barışın kilit noktası olduğunu ifade eden Çelik, bu nedenle geçen yıl İstanbul'da düzenlenen G20 Tarım Bakanları Toplantısının ana gündemini gıda kayıpları ve israfları olarak belirledikleri hatırlattı.
Çelik, Allah'ın verdiği nimetlerin israf edilmeden tüketilmesinin İslam'ın ana öğretilerinden biri olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"İsraf edilen gıda miktarına baktığımızda açlığı kolaylıkla yok edebileceğimizi düşünüyorum. Dünya nüfusu 2050 yılında 10 milyar kişiye yaklaşacak. Bu, tarımsal üretimin bugüne göre yüzde 60 artırılması demek. Buna rağmen dünyada tarıma elverişli araziler hızla azalıyor, her yıl 12 milyon hektar arazi tarım vasfını yitiriyor. Bu kötü gidişatı durdurmak için tarımsal üretimde verimliliği artırmamız şart. Verimlilik için inovasyona, Ar-Ge faaliyetlerine daha çok kaynak aktarılması gerekiyor. Bununla birlikte tarımda verimliliğin düşük olduğu, ancak gelişme potansiyeli bulunan, yeterli kaynağı bulunmayan ülkelere destek olunması da büyük önem taşımaktadır."
Tarımın insan emeğinin yanında büyük oranda tabiat şartlarına bağlı bir sektör olduğunu, küresel ısınma nedeniyle meydana gelen afetlerin tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini anlatan Çelik, tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için üreticileri bu risklere karşı koruyan uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.
"Gelecek nesiller için sürdürülebilir gıda arzı sağlanmalıdır"
Bakan Çelik, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için hem ulusal hem de küresel ölçekte işbirliğinin zorunluluk olduğunu vurgulayarak, aksi takdirde bugün Suriye'de yaşanan insanlık dramında olduğu gibi, yaşanan siyasi ve sosyal krizlerin, sınırları, hatta kıtaları aşarak dünyanın huzurunu kaçırabileceğini bildirdi.
Eskiden Akdeniz'e bakınca deniz, güneş, kumsal, turizm ve balıkçılığın akla geldiğini ifade eden Çelik, "Akdeniz, günümüzde maalesef kıyılarına çocuk cesetlerinin vurduğu büyük bir mezarlık olarak anılıyor. Gelecek nesiller için sürdürülebilir gıda arzını sağlayamazsak Suriye benzeri trajedinin benzerleri dünyanın her yerinde yaşanabilir." dedi.
"Türkiye'nin, dünyanın 7'nci, Avrupa'nın ise en büyük tarımsal gücü"
Türkiye tarımı hakkında da bilgi veren Bakan Çelik, geçen yıl tarımsal hasılanın 55 milyar dolar, tarım ürün ihracatının ise 17 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Çelik, Türkiye'nin, dünyanın 7'nci, Avrupa'nın ise en büyük tarımsal gücü olduğuna işaret ederek, fakat gelinen noktayı yeterli görmediklerini söyledi. Bakan Çelik, Tarımda stratejik hedeflerinin, toplumun dengeli ve yeterli beslenmesini esas alan, ileri teknolojiye dayalı, örgütlü, talebe dayalı üretim yapısıyla doğal kaynakları iyi kullanan bir tarım sektörü oluşturmak olduğunu söyledi.
Türkiye'nin 78 milyon nüfusuna yetecek temel besin maddelerini üretmenin ötesine geçerek küresel gıda güvenliğine katkı sağlar hale geldiğini anlatan Çelik, "Pek çok kriz bölgesindeki ihtiyaç sahibine gıda yardımının yanı sıra ülkemize sığınan 3 milyona yakın Suriyelinin gıda, barınma, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılıyoruz." diye konuştu.
"Dünyadaki bakliyat üretiminin yüzde 2,5'i Türkiye'de üretiliyor"
FAO'nun 2016 yılını Uluslararası Bakliyat Yılı olarak ilan ettiğini de hatırlatan Çelik, bakliyatın sadece insanlar ve diğer canlılar için değil, toprak için de önemli bir besin kaynağı olduğunu dile getirdi.
Türkiye'de bakliyat ürünlerinin tercih edilen ürünler arasında olduğunu, en önemli bitkisel protein kaynaklarından mercimek ve nohudun ana vatanının da Türkiye toprakları olduğunu belirten Çelik, dünyadaki bakliyat üretiminin yüzde 2,5'inin Türkiye'de üretildiğini ifade etti.
Çelik, "Kuru fasulye bizim için milli bir yemektir. 2016 Uluslararası Bakliyat Yılını bu konferansın gündemine alan FAO Genel Direktörüne teşekkür ediyorum." dedi.
FAO Genel Direktörü Silva
FAO Genel Direktörü Graziano Da Silva da bölgesel konferansların FAO'nun yönetim yapısının çok önemli bir parçası olduğunu belirterek, bu sayede farklı bölgelerde küresel düzeyde gıda güvenliğini ele almanın yanı sıra önceliklerin belirlendiğini söyledi.
FAO'nun, sürdürülebilir kalkınma hedefleri açsından gıda ve tarımın önemi konusunda çok bilinçli olduğunu ifade eden Silva, yoksulluk ve kötü beslenmenin yok edilmesi için sivil toplum kuruluşlarından araştırma örgütlerine, üniversitelerden bölgesel kuruluşlara hep birlikte çalışmak gerektiğini bildirdi.
Silva, FAO ve Türkiye arasında iki ortaklık programının kabul edilmesinin memnuniyet verici olduğunu dile getirerek, "Türkiye'nin FAO'yu büyük ortağı görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Bu sayede komşu ülkelere de fayda sağlayabileceğimizi düşünüyoruz." dedi.
Silva, gıda güvenliği sayesinde istikrarlı toplumların kurulmasının desteklenebileceğini vurgulayarak, insanların sadece ihtilaflardan iltica etmediğini, birçok küçük üreticinin ve aile çiftliği sahibinin iklim değişikliği yüzünden yaşadıkları yerlerden ayrılmak zorunda kaldıklarını bildirdi.
İklim değişikliğinin belirsiz ve karmaşık bir dünya yarattığını ifade eden Silva, "Belirsizliklerin önüne çıkmak ve belirsizlikleri anlayabilmek için güce ve cesarete ihtiyacımız var. Güçlerimizi daha adil daha barışçıl bir dünya kurabilmek için birleştirelim." dedi.
haberler.com