SOMA`DA ZEYTİN NÖBETİ

Soma'nın Yırca mahallesinde zeytinliklerin bulunduğu alana termik santral kurulma planları, mahallelileri ayağa kaldırdı.

13 Mayıs'ta 301 işçinin maden faciasında yaşamını yitirdiği Soma, bu kez zeytinlikleriyle ünlü Yırca mahallesinin bulunduğu bölgeye yapılacak termik santral ile yeniden gündemde.

Büyükşehir yasasıyla mahalleye dönüştürülen Yırca'nın nüfusu yaklaşık 400 kişi. Mahalledeki 109 parsellik bir alanda Kolin Şirketler Grubu'nun termik santral yapması için Bakanlar Kurulu'nca "acele kamulaştırma" kararı verildi. Alandaki zeytin ağaçlarının yok olmasını istemediğini söyleyen köylüler ise, yürütmeyi durdurma ve iptal davası açtı.

Danıştay'ın kararı beklenirken, şirket yetkililerinin kamulaştırılacak 22 arazinin etrafını çitlerle çevirmesi ve dalları zeytin dolu bazı ağaçları kesmesi, mahalle halkının direnişe geçmesine neden oldu.

Termik santral kurulması için çitlerle çevrilen alana protesto pankartları asıldı

Mahalle sakinleri, Greenpeace üyeleri ile çevre savunucularının desteğiyle yaklaşık bir aydır bölgede zeytin nöbeti tutuyor.

Gece gündüz, yağmur çamur demeden nöbetlerine devam eden mahalleli, Soma'ya kurulacak 3. santralle insan ve çevre sağlığının olumsuz etkileneceğini, geçim kaynaklarının yok olacağını savunuyor. Zaman zaman eylemleri sırasında şirketin güvenlik görevlileriyle de karşı karşıya gelen, şiddete maruz kaldıklarını söyleyen vatandaşlar, amaçlarına ulaşıncaya kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söylüyor.

Santral kurulmak istenen alan, zeytin ağaçlarıyla kaplı.

"Torunuma ne bırakacağım"

Mahalle sakinleri, nöbetlerini derme çatma bir çadırda tutuyor, ateş başında zaman geçiriyor. Yıllarca bakıp büyüttükleri, tam da hasat yapacakları zamanda çekilen çit nedeniyle ulaşamadıkları ağaçlarına uzaktan bakmak zorunda kalan mahalleliden Ahmet Sezer, "Kesilmesini istemiyoruz ama dinlemiyorlar" diyor:

"76 yaşındayım. Burada doğdum, büyüdüm, bu yaşa geldim. İkinci santral kurulurken de zeytin ağaçlarımı elimden aldılar. Bir burası kalmıştı. Atalarımdan yadigar. İyi veya kötü zeytin sayesinde geçimimizi sağladık. Burası santral olur, ağaçlarım kesilirse torunlarıma ne bırakacağım. O da giderse ne yiyip içeceğiz. Elimiz kolumuz bağlı, kaderimizi bekliyoruz. Santrale izin verilmesin, zeytinimize dokunulmasın."

Sezer'in eşi Emine Sezer, bölgedeki santraller nedeniyle topraklarında sadece zeytin yetiştirebildiklerini onun da yok edilmek istendiğini söylüyor:

"Daha önceden bu topraklarda tütün, pancar, pamuk yetiştiriliyordu. Santraller sayesinde artık bunları yetiştirmek mümkün değil. Kömür nedeniyle havada hep kül, toz var. Su kaynakları da yok oldu. Bunları yaşayınca zeytin yetiştirelim istedik. 56 ağacımıza çocuk gibi baktık. Ama bu hukuksuz karar nedeniyle ürünlerimizi dahi toplayamadık. Ne haldeler onu bilmiyoruz. Biz zaten yaşlandık, hasta da olduk. Yeni nesiller niye bu santraller yüzünden hasta olsun. Santrali istemiyoruz, ağaçlarımızı geri versinler."

"Toprağımıza sahip çıkacağız"

Recep Ağırbaş da, kanunsuz ağaç kesimine karşı çıktıkları için şiddete maruz kalmalarına tepkili.

"Daha mahkeme sonuçlanmadan gelip alanı çevirdiler, dozerlerle, hızarlarla ağaçları köklediler. O ağaçlar, topraklar hepimizin canı, geçim kaynağı. Tepki gösterdik, engellemek istedik, dayak yedik. Ama ne olursa olsun mücadelemizin önüne birşey geçemez. Şirket, gece gelip farkettirmeden ağaçları kesmek isteyince de nöbete başladık. Bu ülkede paran varsa güçlüsün, fakirsen hiçbir hakkın yok. Buraları da verip ne yapalım ölelim mi? Zeytinimize, doğamıza, toprağımıza sahip çıkmaya sonuna kadar devam edeceğiz."

"Sağlıklı yaşam hakkına saldırı var"

Mahallelinin en büyük destekçilerinden biri, ilçede öğretmenlik yapan Ayşegül Ersoy.

Ersoy'a göre, insanların sağlıklı yaşam hakkına saldırı söz konusu ve bir an önce plandan vazgeçilmeli:

"İnsanlar yıllarca bu zeytin ağaçlarına bakıp büyüttüler. Şimdi hukuksuz bir şekilde ellerinden alınmak isteniyor. Bölgedeki 6 bin ağaçtan bini tüm çabamıza rağmen kesildi. Her defasında kesim için farklı yollara başvuruyorlar. Burada zeytin biterse ne olacak, hayat diye birşey kalmayacak. Bu, sadece Yırca'nın değil tüm zeytinliklerin bir sorunu. Zeytinliklerin, madenlere açılmasına 'dur' denmeli. İnsanların, sağlıklı yaşamları için buna hayır deme hakları da var. Bu yüzden hukuki mücadele devam edecek."

Mahallede yaşayanlar kadınlarda, nöbette.

"Acımasızca yapıyorlar"

Mahalle sakinlerinin sorununa sahip çıkan Dikili Eski Belediye Başkanı Osman Özgüven, mücadelenin bırakılmamasından yana.

Vatandaşlarla sohbet eden Özgüven, "Gözümüzün önünde ağaçları kesiyorlar. Acımasızca bunu yapıyorlar. Her zeytin ağacını, bir insan olarak düşünmek gerek. Ürün veren ağaca nasıl kıyarsın. Bu nasıl bir vicdan. O yüzden halkın mücadelesi burada çok önemli. Sonunda mutlaka bir faydası olur" diye konuştu.

Konuyla ilgili görüşünü almak için aradığımız Kolin Şirketler Grubu'ndan ise herhangi bir yanıt alamadık.

Haberler

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.