Hububatlarda bitkisel mücadelenin en önemli cephelerinden olan sarı pas hastalığının arttığı bu dönemde verim kaybına karşı sıkı önlemler almak gerekiyor.
Başta buğday olmak üzere tahıl arazileri bugünlerde başak veren ürünlerle çok daha canlı bir görünüm kazanmaya başladı. Ancak bitkilerin bu canlanışına karşılık arazilerin baş düşmanı hastalık ve zararlılar da etkinliğini arttırıyor. Son yıllarda dünya genelinde de üretimi tehdit eder boyuta varan pas hastalıkları bu tehlikelerin başında geliyor.
Bu pas hastalıklarının "en erken görüleni" olmakla meşhur olan sarı pas hastalığı bu yıl Türkiye'de bazı hububat üreticilerini meşgul edeceğe benziyor. Mayıs ayıyla birlikte Samsun ve Diyarbakır gibi illerde tahıl arazilerinde tespit edilen sarı pasa karşı üreticilerin alması gereken bir dizi önlem var. Sarı pasla mücadelenin kilit noktası ise her şeyden önce erken teşhistir.
Verim ve kalite kaybından sorumlu
Literatürdeki adı Puccinia striiformis olan sarı pas hastalığı, ilkbaharla birlikte buğday, arpa, çavdar gibi tarla bitkilerinde görülüyor. Yaprakların üst yüzeylerinde dikiş izini andıran sarı renkli püstüllerle kendini belli eden bu hastalık, rüzgarın etkisiyle yayılıp çevredeki sağlıklı bitkileri de etkisi altına alıyor. Enfekte olan bitkilerde verim ve kalite kaybı ise kaçınılmaz.
Sık ekim hastalığa davetiye çıkarıyor
Sarı pasın oluşmasında en önemli etkenler sıcaklık ve nem. Üreticinin belki hava sıcaklığını ve nem miktarını değiştirme şansı yok, ama yine de bitkiyi biraz ferahlatma imkanı var! Bunun için bitkilerin havalanmasını engelleyen ve nem faktörünü arttıran sık ekimden kaçınmak gerekiyor. Aynı şekilde, pas hastalıklarına karşı dayanıklı buğday çeşitlerini tercih etmek de üreticiye baştan avantaj sağlıyor.
Azotlu gübrelerin düzensiz veya aşırı uygulaması da hububatta sarı pasın görülme ihtimalini arttırıyor. Ancak her halükarda üreticiye düşen en önemli görev ise arazisinde sık sık kontrol yapmak. Hastalık belirtileri ilk olarak çoğunlukla alt yapraklarda görülen sarı pasın tespit edilmesi durumunda konukçu bitkilerin imhası da hastalığın yayılmasını önleyici bir yöntem.
İlaçlamanın iki aşaması
Sarı pasla mücadelenin ana gövdesini ise kimyasal mücadele oluşturuyor. Hastalığın her yıl ve şiddetli biçimde görüldüğü arazilerde, ilk pas püsküllerinin görülmeye başlamasıyla yeşil aksam ilaçlamasına başlanması öneriliyor. İlk ilaçlamadan sonra hastalığın seyrini dikkatle izlemek gerekli. Pas oluşumunun devam etmesi durumunda yapılacak ikinci bir ilaçlama çoğunlukla sorunu en azından o sezon için çözmeye yetiyor.
İklim Koşulları Mücadele Yöntemlerini Etkiliyor
Ancak iklim koşulları bazen bu mücadele programını sekteye uğratabiliyor. Rutubet ve sıcaklığın sarı pas lehine olduğu ve hastalığın bir salgına dönüşme ihtimalinin görüldüğü durumlarda üçüncü bir ilaçlama da zorunlu hale gelebilir. Ancak hasat tarihine en geç 1 ay kala pestisit uygulamasının tamamlanmış olması gerekiyor.