Ukrayna krizi nedeni ile yaptırım uygulayan Batılı ülkelerden gıda alımını durduran Rusya, tarımda bağımsızlaşacak bir politika izliyor
Ukrayna krizi nedeni ile yaptırım uygulayan Batılı ülkelerden gıda alımını durduran Rusya, tarımsal üretimini artırırken çeşitlendirmeye de başladı.
Geçtiğimiz günlerde Rusya Tarım Bakanı Alexander Tkachyov, "Önümüzdeki 10 yıl içinde yerli ürünler rafları dolduracak.Rusya'nın 10 yıl sonra tarım ithalatına ihtiyacı kalmayacak" açıklamasında bulundu.
Aslında bu açıklama Rusya'nın tarım ve gıda politikalarında yeni oyun planını net şekilde ortaya koyuyor.
Rusya, Ukrayna krizi ile birlikte gıda güvenliğinin ne kadar stratejik önemde olduğunu bizzat yaşayarak tecrübe etti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bağımsız tarım politikası da bu süreçte daha netleşti ve şekillendi.
Peki Rusya'nın bu tarım politikası ne anlama geliyor?
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var.
Rusya'nın Avrupa'dan gıda ithalatına yasak getirmesinden en memnun olan kesim Rus çiftçisi gibi gözüküyor. Ürettiği ürün konjonktür gereği daha iyi para eden Rus çiftçisi, hem bitkisel hem de hayvansal üretim tarafında önemli avantajlar elde etmeye başladı.
Bazen aleyhinize gibi gözüken gelişmeler ya da kararlar, mevcut potansiyeli iyi kullandığınızda avantaja bile dönüşebilir.
Peki Rusya'nın tarımda nasıl bir potansiyeli var?
Küresel iklim değişikliğinin de etkisiyle artacak sıcaklık oranı gelecekte Rusya'nın ekilebilir tarım arazileri potansiyelini artıracak. Bir çok ülkenin aleyhine gelişecek olan küresel ısınma bu anlamda Rusya'nın kısmen de olsa lehine olacak. Bugün iklim şartları nedeniyle yetiştirilmeyen bazı ürünler Rusya'da yetişir hale gelecek.
Türkiye gibi Rusya'nın gıda tedarikçileri de yeni pazar arayışlarına girecek. Hatta iş öyle bir noktaya gelecek ki Rusya, Türkiye'nin bazı ihracat pazarlarından pay bile alabilecek.
Kısacası 2030'lara doğru ülkelerin küresel politikalarında gıda ve su kaynakları üzerindeki baskının da artmasının etkisiyletarımsal stratejiler daha önemli hale gelecek.
Burada Rusya'nın avantajlı olduğu bir diğer nokta ise Türkiye'nin en büyük sıkıntılarından biri olan girdi maliyetleri. Özellikle enerji kaynakları açısından zengin olan ülkede Rus çiftçisinin daha ucuza ve rekabetçi fiyat avantajı sağlaması mümkün.
Rusya'nın son dönemde tarıma yönelik artırdığı destek ve uzun vadeli politikaları da ülkeyi gelecekte tarım alanında hem kendi kendine yetebilecek bir konuma getirirken hem de bu alandaki ihracat potansiyelini de artıracak.
Rus Tarım Bakanı Tkachyov da son yaptığı açıklamada, devletin tarım sektörüne desteğinin artacağını kaydederek, gelecek 5 yılda tarım sektörüne 35 milyar dolarlık destek planları olduğunu açıkladı.
Hali hazırda Rusya, başta buğday olmak bazı stratejik önemdeki gıda ürünlerinde dünyanın önde gelen üretici ve ihracatçı ülkeleri arasında. Buna, örtü altı üretimin de katkısıyla çesitlenen bitkisel ve hayvansal üretim ile katma değer yaratılmışişlenmiş gıdaları da eklediğinizde nasıl bir tarımsal gücün ortaya çıkacağını siz hayal edin.
Rusya'nın teknolojik altyapısı ve Ar-Ge çalışmaları da bu politikalara uygun.
Putin'in Rusyası'nda hedef, tarım arazilerini verimli hale getirerek, artan üretimin çeşitlendirilmesi, planlı ve programlı devlet desteklerinin sağlanarak çiftçinin bilinçli üretim stratejilerine yönlendirilmesi...
Bu hedeflere yönelik atılacak adımlar orta ve uzun vadede Rusya'yı küresel tarım pazarında çok daha etkin bir oyuncu haline getirebilir.
Rusya bu noktada Çin ile de ortak projeler yürütüyor.
İki ülke geçtiğimiz Mayıs ayında, tarım sektörü için 2 milyar dolar büyüklüğünde özel bir yatırım fonu kurdu.
Fon ile Rusya ve Çin, tarım alanları, çiftçilik, tarımsal ürün işleme, lojistik ve satış alanlarında işbirliği yapacak.
Suudi Arabistan'ın kamu yatırım fonunun Rusya'ya yapacağı 10 milyar dolarlık yatırımın içinde de tarım projeleri önemli bir paya sahip.
Ünlü emtia gurusu Jim Rogers her fırsatta tarımın gelecekteki rolü ve önemine vurgu yaparken Rusya'yı da es geçmiyor. Rogers da Rusya'nın tarımsal geleceğinden çok umutlu ve sektörün parlak olduğu görüşünde.
Türkiye gibi ülkelerin hem Rusya'nın değişen oyun planına hem de küresel tarım pazarındaki yeni trendlere göre yeni bir yol haritası çizmesi gerekebilir.
Özetin özeti, ülkelerin küresel politikalarının oluşumunda gıda üretiminin ve potansiyelinin rolü her geçen gün artıyor.
Rusya'nın son dönemde yaşadıkları ve izlediği stratejilerden Türkiye'nin de çıkaracağı önemli dersler olduğu görüşündeyiz.
BusinessHT