Bloomberg HT Tarım Editörü İrfan Donat kanatlı sektöründe yaşanan kriz ile ilgili bir yazı kaleme aldı.
Geçtiğimiz haftalarda kanatlı sektöründe önemli bir kriz patlak verdi.
Piliç yetiştiren üreticiler ile söz konusu üretimi yaptıran, alıcı konumundaki bazı büyük markalar/sanayiciler arasında maliyet hesabı ve alım fiyatı konusunda anlaşmazlıkların had safhada olduğu ortaya çıktı.
Sektörde bazı işletmelerin üretimi durdurabileceği noktasında '30 Ağustos restleşmesi' yaşandı.
Aslında konu herkesi yakından ilgilendiriyor.
Zira kırmızı et fiyatlarının yüksek seyrettiği dönemlerde genelde beyaz et, alım gücü açısından daha cazip hale gelir.
Ancak resmi verilere baktığımızda son 1 yılda tavuk etinin fiyat cazibesi ciddi bir zama maruz kalmış gözüküyor.
TÜİK'e göre tavuk eti son 1 yılda yüzde 25 arttı.
Peki marketlerde tavuk eti yüzde 25 zamlanırken üretici tarafında tablo nasıl?
Kanatlı hayvan eti üreticilerinden son dönemde e-mail, telefon, Facebook ve Twitter üzerinden birçok mesaj aldık.
Sorunların dile getirilmesinden öte artık çözüm bulunmasını istiyorlar.
Biz de Malatya'da üretim yapan Halit Gültekin isimli üreticinin bize yazmış olduğu 3 sayfalık mektuptan öne çıkan notları sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Halit Gültekin, bizimle tavuk çiftliği maliyet hesabını paylaşmış.
Malatya ve Elazığ bölgesi özelinde işletmenin yıllık giderlerini çıkarırken, gelir tablosunu da ortaya koymuş.
Sonuçta gelir ve giderleri hesapladığınızda işletmenin zarar yazdığını belirtiyor.
Sektörün genel sorunlarına dikkat çeken üreticimiz, "Firmalar gelir-gider hesabı yaparken amortisman maliyetlerini hesaplamadıkları için amortisman maliyeti işletme karı olarak görülüyor" diyor.
Kesime giden hayvanların objektif şekilde tartılmadığını savunan Gültekin, bu noktada üreticinin itiraz ve sorgulama hakkının bulunmadığını belirtiyor.
Daha önce bir çok maliyet kaleminin firmalar tarafından karşılanırken artık girdilerin önemli kısmının üreticilerin sırtına yüklendiğini kaydeden Gültekin, "Firmalar, kendisine ait olan piliçleri taşıma ve sevkiyat maliyetini üreticiden kesiyor" diyor
"ÖDEMELER GECİKİYOR"
Bölgede faaliyet gösteren firmaların farklı nedenlerle krize girdiği için bir kısım üreticiye paralarının yaklaşık 8 ay gecikmeli ödendiğini dile getiren Gültekin, bunu fırsat bilen bazı şirketlerin üreticilere ödemeleri geciktirdiğini söylüyor.
Normalde 21'inci günde ödemenin dörtte birinin gerçekleştiğini ve 42'nci günde geri kalan ödemenin yapıldığını belirten Gültekin, bazı firmaların 2 aylık sürede ödeme yaptığını ve hatta 3 aylık parası içeride olan üreticilerin bulunduğunu dile getiriyor.
Maliyetler tarafına dikkat çeken Gültekin, şu anda işletmelerin çalıştığı kilogram fiyatlarının 3 yıl önceki fiyatlarla aynı olmasına karşın raflarda piliç fiyatlarının ciddi şekilde arttığına dikkat çekiyor.
Halit Gültekin, bize ulaştırdığı mektubundan üreticilerin beklentilerini de kendi adına sıralamış.
"Üretim yapan çiftçilere üretim miktarına göre verilen devlet desteği ihracata katkısı olan piliç üreticilerine neden verilmiyor?" diye soran Gültekin, şu soruya da yanıt arıyor: "Organize Sanayi Bölgesi'nde vergiler dahil 0,170 kuruşa verilen elektriği bir beyaz et üreticisi neden 0,400 kuruş bedelle kullanıyor?"
"SÖZLEŞMELER TEK TARAFLI"
Şirketler ile işletmeler arasındaki sözleşmelerin firmalar tarafından tek taraflı hazırlanıp, şartların tamamen üretici aleyhine olduğunu kaydeden Gültekin, "Devletimiz teşvikleri verip, işletmelerin kurulumunu sağlamasına rağmen üreticinin firmalarla olan hukuksal problemlerine dair hiç bir çalışma yapmadı. Devletimiz bize hukuki bir statü getirmelidir" çağrısında bulunuyor.
IPARD kapsamında kurulan işletmeler için 5 yıl mecburi işyeri çalıştırma zorunluluğu olduğunu hatırlatan Gültekin, bunun farkında olan bazı firmaların bu durumu rant kapısı haline getirdiğini ve söz konusu durumu iretici aleyhine kullanmaya çalıştığını belirtiyor.
Mektubun özeti bu şekilde...
Yukarıda üreticimizin bahsettiği bu konulara sektör paydaşlarının katıldığı ve katılmadığı noktalar olabilir.
Sonuçta Türkiye'de kanatlı hayvan eti üretimi gerçekleştiren yaklaşık 14 bin işletme bulunuyor.
Ancak son dönemde bize ulaşan şikayetlerden anlaşılıyor ki üreticiler ciddi sıkıntılar yaşıyor.
"MEVCUT SİSTEMDE ÜRETİM SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL"
Türkiye Kanatlı Hayvan Eti Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Abdullah Koç da Tarım-Analiz programında sektörün sorunlarına değindi.
14 bin işletmenin 18 büyük tavuk firmasının üreten ayağı olduğunu belirten Koç, "Tavukları birinci günden kesim gününe kadarki periyodda biz üretiyoruz. Bunun karşılığında firmadan civciv ve yem desteği alıyoruz. Diğer tüm girdileri biz sağlıyoruz ve kesim gününde bu tavukları firmalara teslim ediyoruz. Onlar da kendi markalarıyla piyasaya satıyorlar. Sektörde sistem basitçe bu şekilde işliyor" diyor.
Söz konusu üretim periyodunda son 2 yıldır ciddi şekilde zarar ettiklerini kaydeden Koç, bir tane tavuğu yetiştirmenin maliyetinin 1,30 TL olduğunu ancak bunun karşılığında firmalardan 1,10 TL aldıklarını belirtiyor.
Yani 20 kuruş zararına bir satış söz konusu..
Böyle bir sistemin kendileri istese de sürdürülemeyeceğini ifade eden Koç, "8 aydan beri bakanlık nezindeki yönetmelik çalışmasını bekledik ancak burada da bir ilerleme kaydedilmedi" diyor.
Koç, üretim tarafında 14 bin işletme ve 90 bin çalışan olarak hiçbir söz haklarının bulunmadığını belirterek, tavuğun üretiminden satışına kadarki hiçbir aşamada söz sahibi olmadıklarını dile getiriyor.
Üretim ayağındaki işletmelerin sayısının azalmaya devam ettiğini kaydeden Koç, şu an 3 bin 800 işletmede olumsuz koşullar nedeniyle üretimin durduğuna dikkat çekiyor.
İşletmelerin finansman sorunu yaşadığını kaydeden Koç, üreticilerin önemli bir kısmının bankalara borçlu durumda olduğunu belirtiyor.
Sektör olarak bakanlıktan yönetmelik çıkarılmasını istediklerini ifade eden Koç, "Bizim yaptığımız üretimin tanımlanmasını ve bir prosedüre oturtulmasını istiyoruz. Yapılan sözleşmelerin tek taraflı değil, çift taraflı olmasını istiyoruz. Yönetmelikle değişiklik yapılacaksa da ortak bir karar ile yapılmasını bekliyoruz" dyor.
Koç'a göre aksi taktirde mevcut üretim sistemi istense de istenmese de sürdürülebilir değil.
Bloomberg HT