Osman Akar, anız yakılmaması konusunda uyarılarda bulunarak, "Bitkilerin büyümesinden büyük önem taşıyan toprağın canlı üst kısmı organik maddesi de yanmaktadır. Toprağın erozyona karşı dayanıklılığı azaltmaktadır. Oysa anız değerli olan toprağı su ve rüzgar erozyonuna karşı korumaktadır. Anız yakılan toprağın su tutma gücü azalmaktadır. Anız yakma ile toprağın doğal yapısı bozulmaktadır, verimliliği düşürmektedir" dedi.

Anız yangınlarını ortadan kaldırmak içinde, biçerdöver ile hasattan sonra tarlada kalan saplar sap parçalama makinası ile parçalanıp, parçalanmış sapların tırmıklarla toplanması gerektiğini anlatan Akar, "Biçerdöver ile hububat hasatı, toprak yüzeyine yakın yapılmalıdır, böylece kalan sap miktarı az olacağı için çürümesi ve mikroorganizmalar tarafından parçalanması daha kolay olur. Anız parçalama makinası ile parçalandıktan sonra ekim makinası ile ekim yapılırken sapların ekim makinası ekici ayaklarını tıkamaması için toprağı yararak çalışan balta ayaklı ekim makineleri yerine diskli ayaklar kullanılmalıdır. Anız yakma mahalli ve çevre koruma kararınca yasaklanmıştır. Yasaklara uymayarak anız yakanlar hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun sayılı İl İdaresi Kanunu ve Türk Ceza Kanununun 383 ve 526. Maddesi uyarınca cezai işlem yapılmaktadır. Ayrıca 6831 sayılı Orman Kanunun 6.maddesince çiftçilerimizin geçim kaynakları olan topraklarına kendi ellerine ile zarar vermemeleri ve kanunlar önünde suçlu duruma düşmemek için anız yakmamaları gereklidir" diye konuştu.