Organik üzümde kıtlık nedeniyle fiyatlar katlandı. Sektör temsilcileri analizci firmalar arasında bir standard olmamasından yakınıyor.
Ürün kıtlığı organik üzümde fiyatı iki katına çıkardı. Konvansiyonel ürünlerde fiyatlar yüzde 50 düşerken, istenilen kalitede ürünün bulunamaması, diğer üretici ülkelerde de yeterli miktarda ürün olmaması, organik kuru üzümde fiyatın iki kat artmasına yol açtığı belirtiliyor. Sektör temsilcileri, organik ürünlerin analizlerini yapan yurtdışı kökenli firmalar arasında bir standart olmamasından yakınırken, sertifikasyon ücretlerinin de organik üründe fiyatın artmasına yol açtığını savunuyor.
Eski mahsul organik kuru üzüm, kilogramı 3.5-4.25 TL aralığında satılırken, fiyat şu anda 7 TL’ye ulaştı. Konvansiyonel kuru üzüm ise borsadaki tescil fiyatı 2.90 TL ile 3.90 TL aralığında.
Dünyada da istenilen kalitede ürün bulunamadığı için organik kuru üzümde fiyat artışının sürdüğünü belirten İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Kuru Meyvelerin Toptan Ticareti Meslek Komitesi Üyesi İlhan Zincirlioğlu, Türkiye’de de istenilen kalitede ürün olmamasından yakındı. Zincirlioğlu, “Bu sezon çekirdeksiz kuru üzüm üretimi rekor seviyede açıklandı. Bu nedenle konvansiyonel ürünlerde fiyatlar yüzde 50 aşağıda açıldı. Bu yıl kalite ve arz açısından konvansiyonel üründe sıkıntı yok, organik üzümde sıkıntı var. Bu yıl maalesef kaliteden dolayı istediğimiz miktarda organik üzüm bulamamaktan dolayı, organik üzüm fiyatı iki kat arttı. Dünyanın tamamında da organik üzüm olmamasından dolayı fiyatların yükselmesi devam ediyor” diye konuştu.
Türkiye’de organik tarım üretimini, değişik isim ve marka adı altında kontrol eden işletmeler olduğunu belirten Zincirlioğlu, ürünlerin analizini yapan ve hepsi yurtdışı kökenli olan bu firmalar arasında belirli bir standart olmadığından, bir firmanın ‘organik’ dediği ürüne diğerinin ‘organik değil’ diyebildiğini söyledi. Bu durumun organik üreticisinin tüm servetinin çöpe gitmesine neden olabildiğini dile getiren Zincirlioğlu, bu firmalarının standart altına alınması gerektiğini söyledi. Zincirlioğlu, analizlerin her kontrol firmasında aynı olması gerektiğini ifade ederek, “Bir kontrol firması 500-600 kritere göre analiz yaparken, bazıları 300 kriteri araştırarak organik sertifikası verebiliyor. Bu farklılık sektörde kaosa neden oluyor. Türkiye’deki kontrol müesseseleri aralarında anlaşma yaparak analizlerde uygulanacak metotların standardını yakalar ise üreticilerin kendi ürünlerinden emin olduğu bir ortam yaratılmış olur. Biz bu sorunları tüm tarım ürünlerinde yaşıyoruz. Bu şekilde ürünler hunharca yok ediliyor. Türkiye’nin adı bir kere lekelenirse, bir daha toparlanmak zor olur” dedi.
Sertifikasyon maliyetleri artırıyor
Organik ürün sertifikalandırılması konusunda getirilen eleştirilerin haklı olduğunu ifade eden İTB Meclis Üyesi ve Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Genel Müdürü Güngör Şarman, şunları söyledi: “Organik üretim yapıyoruz. Sertifikasyon konusunda İsviçre kökenli bir firma ile çalışıyoruz. Organik üretim nedeniyle çok ciddi ilave maliyet var. Üzerine sertifikasyon ve kontrol maliyeti geliyor. Bu uluslararası kökenli sertifikasyon firmalarına bu kadar yüksek para vermek doğru mu? AB ülkelerinde konvansiyonel ürün ile organik ürün arasındaki fiyat fark yüzde 10 ile yüzde 20 aralığında değişiyorken, bizim içerideki maliyetlerimiz nedeniyle fark yüzde 50’ye kadar çıkıyor.”
Dünya