TL'ye sahip çıkmanın en iyi yolunun yerli malı kullanmak olduğunu söyleyen TZOB Başkanı, "Sebze ve meyveye bakın. Onlarca üründe en iyiler bizde. Fındığımız, üzümümüz, domatesimiz. Niye ithalini yiyelim ki?" diye sordu...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TL'ye sahip çıkma çağrısıyla milyarlarca dolar TL'ye çevrildi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar da Yerli Malı Haftası sebebiyle yaptığı açıklamada, TL'ye sahip çıkmanın en iyi yolunun yerli malı kullanmak olduğunu ifade etti. "Türkiye'de en iyisi üretilirken, ithal etmek neden" diye soran TZOB Başkanı, bir ürünün yerlisi varsa, onun kullanılması gerektiğini ifade etti. Dolar kurundaki yükselmenin ekonomik hiçbir göstergeyle açıklanamadığını söyleyen Bayraktar; "Ne enflasyon, ne bütçe açığı ne de kamu borçlarının milli gelire oranında bir kötüleşme görülmüyor. Türk ekonomisi, dünyadaki hatta Avrupa Birliği üyesi çoğu ülkeden daha iyi durumda. Hal böyleyken dolardaki yükselmeyi hiçbir gerekçeyle açıklamak mümkün değil" dedi.
Gübrenin, petrolün dolara endeksli olduğunu, bu ürünlerin ithal edildiğini, dolar yükseldikçe taşımaya uğrayan, tarlada yetişen her şeyin fiyatının artacağını hatırlatan TZOB Başkanı, "Çok çeşitli klimaları barındırması sebebiyle Türkiye hemen her ürünü üretebilen bir ülke. Fındık, kayısı, incir, kiraz, vişne, ayva ve haşhaş tohumunda birinciyiz. Karpuz, kavun, çilek, bal, pırasa ve fiğde dünya ikincisi; mercimek, elma, salatalık, yeşil biber, taze fasulye, kestane, Antep fıstığında ise üçüncü durumdayız.
Başta yağlı tohumlar olmak üzere 2006 başından 2016 ekim ayı sonuna kadar 16,5 milyar liralık yağlı tohum ve meyve, 16 milyar dolarlık hububat, 16,1 milyar dolarlık hayvansal, bitkisel yağ ithal ettik. Toplamda 97,5 milyar dolarlık tarım ve gıda ithalatı. Bunların çoğu da Türkiye'de üretilen, üretilebilecek ürünler" dedi.
"Bu ithalatı izah edemiyorum"
TZOB Başkanı, ithal ürünlere isyanını şöyle anlattı: Son 10 yılda 97,5 milyar liralık gıda ürünü ithal ettik. Ülkemiz sebze ve meyve cennetiyken, sebze ve meyve ile meyve sularına yılda 695 milyon dolar, taze ve kuru kabuklu yemişe 457 milyon ödememeliyiz. Buğday üreticisi ülke olarak 142 milyon dolarlık ekmekçilik ve pasta ürünü ithalatı yapmamalıyız. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde 250 milyon dolarlık ithal su ürünü tüketmemeliyiz. Türkiye'de 18,7 milyon ton süt üretilirken, 130 milyon dolarlık süt ürünü almayı izah edemiyorum. Çay, şeker, bal ve şekerli mamuller, ülkemize has ürünler. Bunlara 189 milyon dolar ödememizi açıklayamıyoruz."
"25 milyar liralık sebze-meyve"
Türkiye'de üretim ve nakliye sırasında milyarlarca liralık kayıp yaşanıyor. Rakamlar, yaşanan kayıpların ekonomik değerinin 25 milyar lirayı bulduğunu ifade ederken, en fazla çöpe giden ürünlerin başında domatesi gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci'nin açıkladığı rakamlara göre, 2015 yılında 100 milyar liralık sebze ve meyve üretimi kayıtlara geçti. Bunun yüzde 25'i, yani 25 milyar liralık kısmı zayi oldu. Yapılan tespitler, en fazla kaybın domateste yaşandığını gösteriyor. Açıklanan rakamlar bu yılki sebze üretiminin ilk defa 30 milyon tonu geçeceğini gösteriyor. Tedbir alınmaması halinde çöpe giden sebze meyve miktarının artacağından endişe ediliyor.
Haberler.com