NİHAYET TARIM

Biz ülke olarak Sanayi Devrimini kaçırdık, sanayileşemedik. Diyen Mustafa Kutlu yazısında tarımda yapılan değişikliği ve sanayileşmeden bahsetti.

Ülke olarak "Sanayi Devrimi"ni kaçırdık, sanayileşemedik. Bu sebeple bilhassa teknoloji alanında dışa bağımlı olduk. Bu bağımlılık ülkeyi idare edenler tarafından her devirde bir çıkmaz sokak olarak görüldüğünden; bir an önce kalkınmış, teknolojide ileri gitmiş ülkelere yetişmek bir hedef olarak belirlendi. Dolayısıyla yatırım hep sanayiye yapıldı, bu alanda gösterilen başarı hep alkışlandı.

Bugün dahi böyledir.

AK Parti hükumetleri yol, baraj, tünel, köprü vb. gibi bayındırlık hizmetlerinde inanılmaz başarılar kazandı. Yaptıkları eserler dünya ölçeğinde oldu. Milli gelir arttı, savunma sanayiinde önemli adımlar atıldı.

Türkiye bugün "sanayi ürünleri ihracatı"nda da düne nazaran fevkalade ileri gitmiştir.

Lakin şunu unutmayalım:

Sanayileşememiş bir ülke olmamıza rağmen 1950'den bu yana köylerden şehirlere önlenemeyen bir göç yaşanmıştır; hâlâ da yaşanmaktadır.

Neden?

Çünkü köylü köyünde mesut değildir. Geçim zorluğu çekmektedir. Kendisi ve ailesi için sağlık, eğitim vb. gibi imkanlar sağlanamamıştır.

Çoktan beri bekliyordum.

Hükumet tarımla ilgili bir proje açıklayacak mı diye.

Nihayet o proje açıklandı.

Aslına bakarsanız bugüne kadar ülkeyi yönetenler tarım için çok proje hazırladılar, çok sözler verildi. Ama bunların hiçbiri yaraya merhem olmamıştı.

Bu defa öyle olmayacak. Ona inanıyoruz. Çünkü AK Parti hükumetleri bir söz verdi mi, onun peşine düşüyor ve o sözü yerine getirmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

Sayın Başbakan'ın açıkladığı "Milli Tarım Projesi" oldukça kapsamlı. İçinde çiftçi için müjdeler var.

Bunlardan biri "mazot" için. Bundan böyle harcanan mazotun yarısını devlet ödeyecek.

Bir başka müjde "gübre" fiyatlarının ucuzlamasıdır.

Uzmanlar bu defa ülkeyi 941 ilçe-havza olarak planlayıp, her havza için ayrı tarım ürünü belirlemişler.

Buna toprak analizleri, iklim ve sulama imkanlarını da katın. Açıkçası artık çiftçi kafasına estiği gibi ekim yapamayacak.

Bu "Havza Bazlı Destekleme" yılda iki kez verilecek yardım ile daha bir aydınlanıyor. Yardımın bir bölümü ekimde, öteki bölümü hasat zamanı verilecek.

Projenin ayrıntıları çok. Uzun vadede gerçekleşecek unsurlar da var. Bunlardan en önemlisi "toprağın toplulaştırılması"dır.

Bilindiği gibi ülkemizde geniş arazili çiftliklerden ziyade miras yoluyla bölünmüş topraklar var. Küçük arazide iyi tarım yapılması zor.

Projenin hedeflerinden biri de "verimliliğin artırılması"dır. Bu ziraatta olduğu gibi, hayvancılıkta da gözetiliyor. Yerli hayvan üretimi desteklenecek, dışa bağımlılık azaltılacaktır.

Dileriz bu proje hedeflerine ulaşır, köylü elde ettiği gelirden memnun olarak büyük şehre göç etmekten vazgeçer. Göç duracak olursa, şehirlerin kördüğüm olan sorunları da çözüme kavuşur.

Tarladan tüketiciye

Hükumetin bir başka projesi de tarladan tüketiciye ulaşan üründeki fiyat artışını önlemektir. Öyle ya, tarladan 50 kuruşa alınan ürün markette 250 kuruşa satılıyor. Geliri aracılar kazanıyor derler, doğru değil. Arada olanlar nakliyeci, depocu, kabzımal ve servisçidir. Bunlar organizasyonun parçalarıdır.

Şimdi bakalım tarafları üzmeden tarladan 50 kuruşa alınan ürün markette nasıl 100 kuruşa satılacak?

Doğrusu merak etmemek elde değil.

Yeni Şafak
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.