Mürsel Yitik, 52 yıldır köyünde olup biten ne varsa günlüklerine yazıyor. Köy halkı geçmişe dair tüm bilgilere onun günlüklerinden ulaşıyor. Yitik, "Ömür ne zaman biterse, yazmak o zaman bitecek" dedi.
Hemen hemen herkes hayatının bir döneminde günlük yazmıştır. Ankara'nın Polatlı ilçesinde yaşayan 72 yaşındaki Mürsel Yetik köyünde çiftçilik yaparak geçiniyor. Mürsel amcanın da en büyük hobisi günlük yazmak. Günlük yazmaya askerde başlayan Mürsel Amca, askerden köyüne döndükten sonra bunu bir alışkanlık haline getirmiş. Mürsel Amca 1966'dan beri köyünde gelişen tüm olayları defterlerine yazıyor, sadece köyde gelişen olayları değil dünyada olup biteni de takip ediyor. Mürsel Amca tam 52 yıldır düğünlerden, cenazelere, köye hangi saatte hangi arabanın girip çıktığına, yatsı namazını kaç kişiyle kıldığından, o günün hava durumuna kadar her şeyi not alıyor.Şu ana kadar 50'ye yakın ajandayı bitiren Mürsel amca 52 yıldır kullandığı kalemlerini de bitse bile çöpe atmayıp saklamış. Eşinden dostundan kendisine defter hediye edildiğini belirten Mürsel Amca, kendisine verilen defter sahiplerini de unutmuyor, defterlerin üzerine hatıra olarak veren kişinin isimlerini yazıyor. Hiçbir günü atlamadan her olup biteni yazdığını söyleyen Mürsel amca, "Defter yalan söylemez, insan yalan söyler de beşer ama defter yalan söylemez. Bugün saat 3'e 5 var, akşama kadar daha ne olacaksa yazılacak. Ömür ne zaman biterse, yazmak o zaman bitecek. Kimisinde temizlik hastalığı olur, bende de bu hastalık var" şeklinde konuştu.
"HER ŞEYİ GELİP BANA SORARLAR"
Mürsel amcanın defterleri sayesinde köy halkı da tüm geçmişe onun günlüklerinden ulaşıyor. Tüm yıllara ait arşiv değeri taşıyan günlüklerini anlatan Mürsel Amca, "Köylüler geliyorlar, örneğin 'benim babam 90'da öldüydü ağabey' diyor. Gelir bana sorar, ben de gösteririm gider mezarını yaptırır veya mezarının başına gider okur. 'Benim düğün ne zaman olmuştu ağabey' diye her şeyi soruyorlar" diye konuştu.
Kötü olayları da yazıp yazmadığı sorulan Mürsel Amca, "Bunu da yazmasaydım, bunu niye yazmışım dediğim hiçbir şey yok. Filancayla atıştık, kapıştık, kalp kırdık olmasaydı iyiydi, filanca geldi aramıza girdi bunları hep yazdım. Hiçbirini silmedim, yada yırtıp atmadım. Zaten buraya okunmayacak şeyler yazılmaz, edebi hayaya sığmayacak şeyler yazılmaz" diye belirtti.
Eşinin ve çocuklarının kendisine destek olduğunu dile getiren Mürsel amca, çocuklarına güzel bir hatıra olduğunu dile getirerek, "Çocuklarıma vasiyet edeceğim bu defterleri kaybetmeyin diye" ifadelerinde bulundu.
Mürsel amcaya askerlik yıllarında Neşet Ertaş sevip dinlediği için "zahidem" denildiğini öğrenen İHA ekibi, kendisinden bir de Zahidem türküsünü dinledi.
Köydeki yakınlarından Serap Çetin Atak ise, "Mürsel amcamızın tuttuğu günlüğünün bir kitap olarak yayınlanması en büyük arzumuz. Köyün 1966'dan sonrasını anlatan her şey Mürsel amcanın yazdıklarında saklı. Birde Hacıtuğrul köyü 66'dan önce çok uzun yıllara dayanan bir tarihi olan köy. Bir çok insan köyde ne oluyor, ne bitiyor hepsini Mürsel Amcadan öğreniyor" dedi.
İHA