Muğla'da bu yıl iklim şartarının elverişsizliği ve çiçeklenme dönemindeki yoğun yağışlar sebebiyle zeytin rekoltesinde düşüş yaşandı.
Hasat sezonunun sona ermesine sayılı günler kala yaşanan rekolte düşüklüğü üreticiyi üzdü.
Gıda Tarım Hayvancılık İl Müdürü Nazif Ekici, Muğla'nın zeytin yetiştiriciliğinde önemli bir yere sahip olduğunu kaydetti. Türkiye'nin zeytin ağacı varlığının yüzde 16'sını Muğla ve ilçelerindekilerin oluşturduğunu kaydeden Ekici, zeytin ve zeytinyağı üretiminin ilde yaklaşık 35 bin çiftçinin geçim kapısı olduğunu belirtti. Yılda ortalama 180 bin ton zeytin üretildiğini ve bunun yüzde 80'lik kısmının yağlık olarak değerlendirildiğini söyledi. Yılda 40-50 bin ton civarında zeytinyağı elde edildiğini belirten Ekici, "Muğla'da ağırlıklı olarak 'Memecik' çeşidi bulunuyor ama son yıllarda 'Gemlik' çeşidiyle bahçe tesisi de arttı. Özellikle erken hasat yapılan bölgelerde yağ kalitesi yüksek, asit oranı düşük." dedi. Türkiye'de fazla zeytinyağı yenmediğine dikkat çeken İl Müdürü Ekici, “Avrupa ülkeleri ile kıyasladığımızda yılda kişi başı tüketilen zeytinyağı Yunanistan'da 25, İspanya'da 13, İtalya'da 10 kg. iken Türkiye'de sadece 2 kg. civarında. Yani Türkiye, zeytinyağı tüketiminde dünya ve Avrupa ortalamasının gerisinde bulunuyor." dedi.
Muğla Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Derneği Kurucu Başkanı Cumhur Bişen ise bu yıl iklim şartlarından dolayı sezonun erken başladığını söyledi. Çiçeklenme dönemindeki yağışların rekolteyi olumsuz etkilediğini belirten Bişen, "Hasat bu yıl ekim ayı sonu ve kasım ayı başlarında başladı. Ocak ayı içerisinde de zeytin sıkma işlemlerinin biteceğini tahmin ediyoruz. Muğla ve çevresinde olduğu gibi Türkiye genelinde de rekolte düşük." dedi. Bişen, Muğla ve çevresindeki zeytin ve zeytinyağının kalitesinin önemli olduğunun altını çizerek ağacın bakımı, zeytin toplama yöntemleri, zeytinin sıkılması ve sonra da saklama şartlarının kaliteyi etkilediğini söyledi. Hasattan sonra zeytin ağaçlarındaki bakım ve budamanın çok önemli olduğunu dile getiren Bişen, "Hasattan sonra ağaçlara bordo bulamacı verilmesi ve budamasının tekniklere uygun olarak yapılması gerekiyor.
İyi ürün ve kaliteli bir zeytinyağı elde etmek, ağaçların budanması ve bakımından geçiyor. Bunun yanısıra zeytinler, ağaçtan uygun olgunlukta ve zedelemeden toplanmalı. Toplanan ürün, fabrikaya getirilinceye kadar fazla bekletilmemeli ve kesinlikle çuval yerine kasaların içinde tutulmalı. Biz fabrikamızda bunu öneriyor ve yaygınlaştırıyoruz. Üreticimize hasat öncesi hijyenik bakımdan geçirilmiş kasalarımızı veriyoruz. Bölgemizde bu fikri ilk uygulamaya geçiren biziz ve her geçen yıl daha da yaygınlaştırıyoruz. Eğer zeytin çuval içinde toplanıp getirilirse zeytinyağının kalite ve aromasını olumsuz etkiliyor." ifadelerini kullandı.
Cumhur Bişen, üreticilerin özellikle zeytinyağını saklama şartlarına dikkat etmeleri gerektiği konusunda uyarılarda bulunarak, "Zeytin ve zeytinyağı altın değerinde fakat bilinçsiz üretim ve saklama koşulları, bu değeri bakıra düşürür. Üreticimiz, zeytinyağındaki kalitenin bozulmaması için krom, teneke veya cam kaplarda muhafaza etmeli. Isı, ışık ve nemden uzak tutmalı. 13 ile 22 derece arasındaki sıcaklıkta tutmalı, zira 24 dereceden sonra özelliğini kaybetmeye başlıyor. Saklama kabının kapağı da sık sık açılıp kapatılmamalı, mümkün olduğunca hava ile az temas etmeli. Bu yüzden saklama kabı olarak, daha düşük ağırlıktaki teneke ve cam kaplar tercih edilmeli." şeklinde konuştu.
Muğla ve çevresinin zeytin ve zeytinyağının kalitesinin yüksek olduğunu söyleyen Bişen, "Kaliteli bir ürün ve zeytinyağı testerenin ucunda. Hak ettiği yerde bulunması için çok çalışma yapmalıyız. Marka çalışmaları yürütülmeliyiz. Bu anlamda dernek olarak, Muğla zeytin ve zeytinyağının gerek iç piyasada gerekse dış piyasada hak ettiği yere ulaşması için bilimsel ve pratik çalışmaları hayata geçireceğiz. Zeytin ve zeytinyağı demek, sağlık demek. Bütün vatandaşlarımız, sofralarında zeytinyağını tercih etsinler." diye konuştu.
Son Dakika