MERALARI BETONLAŞMA BEKLİYOR

Geçtiğimiz ay yasalaşan Torba Kanunu'nun içinde meraları çok yakından ilgilendiren bir değişiklik de vardı: meraların amacı dışında kullanımı... Söz konusu değişiklik, kaliteli ve kaba yem alanında oldukça büyük bir açığı olan hatta en son saman bile ithal eder duruma gelen Türkiye hayvancılığı için bir darbe.

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, ücretsiz kaba yem olanağı sunan ve zaten daralmakta olan meraları son değişiklikle birlikte betonlaşmanın beklediğini söyledi.

Atalık ayrıca, otla beslenen hayvanın et ve sütünün tahılla beslenene göre sağlık için çok daha yararlı olduğuna işaret etti.

Ahmet Atalık'la, hayvancılıkta son derece önemli olan meraları ve yem sorununu konuştuk.

 

Türkiye'nin toplam mera alanı nedir?

Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında ülke yüz ölçümünün yüzde 56’sı yani 44 milyon hektarlık bir alan mera olarak kullanılırken, bu alan günümüzde ülke yüz ölçümünün yüzde 19’una diğer bir deyişle 14,6 milyon hektara gerilemiştir. Bu süre içerisinde mera alanlarımızda yaklaşık olarak yüzde 70 oranında bir daralma görülmüştür.

Mera alanlarının sürekli daralması, hayvanların artık meralarda otlattırılmamasının nedeni nedir?

Cumhuriyet tarihi boyunca meralarımızla ilgili pek çok kanunda pek çok hükmün yer aldığını görmekteyiz. Tüm bu kanunların içeriğinde önemli ölçüde meraların tespiti, tahsisi ve tahsis amacı değişikliklerine ağırlık verilmiş, ıslah ve korunmaları ihmal edilmiştir. Oysa Anayasa’nın 45. maddesi ile devlete, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önleme görevi verilmiştir. Bu kapsamda da 1998 yılında Mera Kanunu yürürlüğe girmiştir. O dönemde bu kanunun TBMM’deki görüşmelerine baktığımızda meraların en büyük sorununun tarım arazisi haline getirilerek daraltılmaları olduğunu görüyoruz. Ancak, 2004 yılından itibaren kanunda gerçekleştirilen değişiklikler ile meralar asıl amacı dışında kullanılmaya tahsis edilmeye başlanmış, üzerileri işgal edilenler, mahalle olarak imar planlarına işlenmeye başlanmıştır. Böylece meraların amacı dışında kullanılmalarına çanak tutulmuş, kanunlara uymayanlara imtiyazlar tanınmak suretiyle amaç dışı kullanımlar ve işgaller adeta teşvik edilmiştir.

Diğer yandan meraların ıslahlarına yeterince önem verilmiyor olması da hayvanların bedava yem kaynağı olan meralardan yeterince faydalanması önünde engel oluşturmuştur. Bu nedenlerle meralarla ilişkisi kesilmeye başlayan hayvanlar giderek daha çok ahırlara ve fabrika yemlerine mahkum olmaya başlamışlardır.  

Torba Kanunu meralarla ilgili neler getiriyor?

Mayıs ayında Soma’da yaşanan maden kazası sonrası hayatını kaybeden işçilerin sayısının oldukça fazla olması milletimizi derinden üzmüştür. Yaşanan yoğun tartışmaların sonucunda iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda iyileştirmeler yapılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede İş Kanunu’nda kimi değişikliklerin yapılması gerekirken bu çalışmaya bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde yapılacak değişiklikler ile bazı alacakların yeniden yapılandırılması konuları da dahil edilerek çalışma, bir torba kanun kimliğine büründürülmüştür. Bu torbanın içine atılan maddelerden biri de Mera Kanunu’nda yapılacak değişiklik olmuştur.

Buna göre Bakanlar Kurulunca kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilen yerlerin tahsis amacı değiştirilebilecek, yani meralar amacı dışında kullanımlara açılabilecek. Diğer bir deyişle, meralarımız kentsel dönüşüm çerçevesinde betonlaşacak, kentleşecek. Maddenin gerekçesine baktığımızda ise oldukça şaşırtıcı bir durum karşımıza çıkıyor; “mevzuata uyum sağlamak”. O zaman sormak gerekiyor; hangi mevzuata? Zira Mera Kanunu’nda mera alanlarının daraltılamayacağı hükmü bulunmaktadır.

Son yıllarda mera alanlarının daraldığı ve yeterli olmadığı belirtiliyordu. Yasayla birlikte durum ne olur?

Ülkemizdeki arazi kullanımlarını kabaca kentler, ormanlar, tarım alanları ve meralar şeklinde gruplandırabiliriz. Bunlardan tarım alanları, meralar ve ormanlar son sınırlarına dayanmış kullanımlardır. Birinin genişlemesi diğerlerinin daralması anlamına gelir. Buna karşın kentler sürekli genişlemektedir. Bu genişleme ya ormanlar ya da tarım ve mera alanları üzerinde olmaktadır. Buna karşın gerek ormanların gerekse tarım arazileri ve mera alanlarının kentler üzerinde alan kazanmaları mümkün değildir. Diğer yandan nüfusumuz her yıl artmakta, buna paralel olarak gıda ihtiyacı da artış göstermektedir. Bu nedenle tarıma iyi derecede elverişli tarım arazilerimiz ile meralarımızı kentleşmeye kurban etmememiz gerekiyor. Temiz hava ve su kaynağımız olan ormanlarımıza ise hiç dokunmamamız gerekiyor.

Meralar bedava yem kaynağıdır. Hayvancılığını geliştirmeye çalışan her bir karış mera arazisi son derece önemlidir. Meralarımızı daha fazla genişletmek mümkün olamayacağına göre en azından mevcudu kaybetmemek gerekiyor. Zira meralar üzerinde gelecek nesillerin de hakkı bulunmaktadır. Ayrıca meraların ıslah edilerek otlatma kapasitelerinin artırılması gerekiyor.

Bu konuda hayvancılığı neler bekler?

Meralar hayvanların kaliteli kaba yem kaynakları. Ülkemizde kaliteli kaba yem alanında oldukça açık var. Türkiye 2012 yılından bu yana samanı bile ithal eder bir duruma gelmiştir. Son bir yıllık süreçte enflasyon yüzde 9,5 civarında gerçekleşirken aynı dönem için tarım ürünleri üretici fiyat endeksi yüzde 6,3 civarında gerçekleşerek enflasyonun oldukça altında kalmıştır. Buna karşın 2014 yılının ilk 7 aylık bölümünde besi yemi, saman ve yemlik buğdaydaki artış yüzde 11, korungada yüzde 19, mısırda ise yüzde 32 ile enflasyonun son derece üzerinde olmuştur. Hayvancılıkta üretim maliyetinin yaklaşık yüzde 70’ini yem fiyatlarının oluşturduğunun da dikkate alınması gerekiyor. Aynı dönemde DAP gübresindeki artış da yüzde 24’ü bulmuştur. Mazotu ise hiç konuşmaya gerek yok. Çiftçimiz dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyor.

Tüm bu faktörler çiftçimizin alım gücünün her geçen yıl düşmesine ve tarımsal üretimden kopmasına neden olmaktadır. Buna karşın vatandaş ise fiyatların yüksekliğinden dolayı kurbanlıkların yanına dahi yanaşamamakta, pek çok kişi ise kırmızı eti sadece kasap vitrininde görebilmektedir. Bedava yem kaynağı meralar amaç dışı kullanımlara tahsis edildikçe hayvanlarımız GDO’lu yemlerle beslenmektedir. Diğer yandan yılda 7 milyon ton yem hammaddesi ithal etmek üzere 3 milyar dolar ödeme yapılmakta, kendi ekonomimizi canlandıracak dövizler alım yaptığımız ülkelerin halklarının refahı için kullanılmış olmaktadır.

Hayvanların meralarda beslenmesi neden önemli?

ABD Tarım Bakanlığı ile Clemson Üniversitesi araştırmacıları 2009 yılında otla beslenmiş hayvan eti tüketiminin tahılla beslenmişe oranla insan sağlığına etkileri konusunda önemli saptamalarda bulunmuşlardır. Bu ortak çalışmanın saptamalarına göre otla beslenmiş hayvan etinin;

Total yağ içeriği daha düşük,

Beta-karoten (vücudumuzda A vitaminine dönüşür) içeriği daha yüksek,

E vitamini içeriği daha yüksek,

B vitaminleri thiamin ve riboflavin içeriği daha yüksek,

Kalsiyum, magnesyum ve potasyum içeriği daha yüksek,

Toplam omega-3 içeriği daha yüksek,

Omega 6’nın omega 3 yağ asitlerine oranı (omega 3 üç kat fazla) daha sağlıklı,

Konjuge linoleik asit (CLA-potansiyel kanser savaşçısı) içeriği daha yüksek,

CLA’ya dönüşebilen asitlerce daha zengin,

Kalp hastalıklarıyla doğrudan bağlantılı doymuş yağ içeriğinin daha düşük olduğu görülmüştür.

Sağlığımız açısından son derece önemli bir yeri olan CLA’yı vücudumuz üretememektedir. Bu nedenle bu asidi besinlerimizle dışarıdan almamız gerekmektedir. CLA’yı en fazla içeren besinler ise otla beslenmiş hayvanın eti ve süt ürünleridir. CLA’nın sağlığımız açısından önemine örnekler üzerinden bakalım.

Aldığımız besinin binde 5 oranında CLA içermesi tümör oluşumunu yarı yarıya azaltıyor. Aynı etkiyi göğüs, kalın bağırsak, akciğer, cilt ve mide kanserleri için de gösteriyor. CLA ayrıca kan dolaşım sistemi hastalıkları, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve trigliseritler, kemik erimesi, insülin direnci, iltihap, bağışıklık sistemi, gıda kaynaklı alerjik reaksiyonlar gibi olumsuzluklarla savaşmaktadır.

Otla beslenen hayvanın etinin daha az yağ içermesi daha az kalori içerdiği anlamına gelmektedir. Bu da günümüz insanının gittikçe şişmanlamasında meralarla ilişkisi kesilen hayvanların rolünü birazcık olsun açıklayabilmektedir. Kısacası, meraları yok ettiğimiz ve hayvanlarımızı ahırlara koyup onları tahıl ağırlıklı beslediğimiz sürece sağlığımızı kaybediyoruz.

Dünya Gıda
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.