Mardinli Hamdiye ve Leyla Başaran kardeşler, Tunceli'de kiraladıkları 30 dönüm arazide seracılık yaparak 20'li yaşlarda işlerinin patronu oldu. Leyla Başaran: 'Okumayı çok isterdim ama hayat bizi çalışmaya mecbur etti.' Hamdiye Başaran: 'Ege tarafında domates toplayıp çapa yaptık. Kazancımızın karşılığını alamıyorduk, sürekli eziliyorduk. Kendi işimizi yapmaya karar verdik'
Ege'de çapa yaparak geçinmeye çalışan Mardinli iki kız kardeş, burada öğrendikleri seracılık işini Tunceli'ye taşıdı. Kiraladıkları 30 dönüm araziye kavun, karpuz ve sebze eken Leyla (20) ve Hamdiye Başaran (23) kardeşler, bu sayede tarım işçiliğinden kurtulup genç yaşlarında kendi işlerinin patronu oldu. Mardin'in Derik ilçesinde yaşayan Leyla ve Hamdiye Başaran, sekiz çocuklu ailenin ortanca çocukları. Babaları trafik kazası geçirince okulu bırakıp çalışmak zorunda kalan ve küçük yaşta evin yükünü omuzlarına alan iki kız kardeş, önce Ege bölgesinde mevsimlik işçi olarak çalışmaya başladı. Yeteri kadar gelir elde edemeyen Başaran kardeşler, seracılık yapmaya karar verdi. Tunceli'nin İnönü Mahallesi'nde kiraladıkları araziye kavun, karpuz ve sebze eken Başaran kardeşler, bu sayede biri askerde ikisi okuyan kardeşlerine bakıp evi geçindiriyor.
"Gazeteci olmak isterdim"
Küçükken gazeteci veya fotoğrafçı olup diyar diyar gezmeyi hayal ettiğini söyleyen Leyla Başaran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının geçirdiği trafik kazası sonucu engelli kalması nedeniyle okulu bırakıp çalışmak zorunda kaldığını belirtti. Başaran, kendisi gibi okulu bırakıp çalışmak zorunda kalan ablasıyla evin geçimini üstlendiklerini ifade ederek "Kavun ve karpuz ekiyoruz, bitkilerle uğraşıyoruz. Ürettiklerimizi buradaki market ve komisyonculara satıyoruz. Yabancı olduğumuzdan ilk sene bayağı sıkıntı çektik. Diğer illere götürmek zorunda kalıyorduk. İnşallah bu sene bunu yaşamayız." dedi.
"Buradaki her şeyi ben ve kardeşim yaptık"
Hamdiye Başaran ise okumayı çok istediklerini ancak maddi durumlarının yetersizliği nedeniyle çalışmak zorunda kaldıklarını belirterek, seracılıkla evlerini geçindirdiklerini söyledi. Başaran, "Biz ilkokula giderken babam trafik kazası geçirdi. Maddi durumumuz yoktu, gelirimiz yoktu, çalışmak zorunda kaldık. Okuldan ayrılmak zorunda kaldık. Okumayı çok isterdik." diye konuştu.
Uzun süredir bu işi yaptıklarını kaydeden Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sezonluk gelip böyle kavun, karpuz ve sebze ekiyoruz. Buradaki her şeyi ben ve kardeşim yaptık. Ablam arada sırada bize yardım etti. Üçümüz yaptık. Bu sera işi de erkek işidir, kadınlar pek yapamaz. Sürekli kürek çalıştırmak zorunda kalıyoruz. Babam rahatsız olduğu için bize çok yardım edemedi. Tamamen kendi imkanlarımızla yaptık. Bir hafta içerisinde bu serayı yaptık ama hala çok işi var." Para kazanmak için ürünlerin çıkmasını bekleyen Hamdiye Başaran, insanın isteyince her işi başarabileceğini vurguladı.
Milliyet