KURU ÜZÜM VE SOFRALIK ÜZÜM ÜRETİMİ AYRILMALI

Türkiye'nin ihracatta dünya lideri olduğu ve yıllık ortalama 450-500 milyon dolar döviz geliri elde ettiği çekirdeksiz kuru üzümde erken hasadın verim ve kaliteyi düşürdüğü bu nedenle hasadın zamanında yapılması gerektiği dile getirildi.

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli, kalite ve verim konusunda bilgi verdi. Altındişli, "Yapılan kuru üzüm analiz sonuçlarına göre, üzümlerin olması gereken şeker değerine ulaşmadan erken hasat edildiği, ayrıca kuru üzüm yetiştiriciliğinde de aşırı hormon kullanımının yaygınlaştığı görülüyor. Bu sebeplerden dolayı kuru üzüm verim ve kalite kayıplarına uğruyor. Türkiye'nin bu nedenle uğradığı zarar yıllık 100 milyon lirayı buluyor. Bir diğer önemli konu ise kuru üzüm ve sofralık üzüm üretimi baştan ayrılmalı ve ona göre süreçler takip edilmeli" dedi.

Avrupa Birliği'nin taleplerine göre hareket etmek zorunluluk

Çekirdeksiz kuru üzümdeki kalıntı ve kalite sorunlarını hep birlikte masaya yatırmak üzere bir araya geldiklerini belirten Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Almış ise; sektörün tüm paydaşlarının ürünün yüzde 85'ini ithal eden Avrupa Birliği'nin taleplerine göre hareket etmesinin zorunlu olduğunu kaydetti. Ülkemizde üretilen 300 bin ton çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 85-90'ının ihraç edildiğine işaret eden Almış, "İhraç ettiğimiz 250 bin ton civarı çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 80-85 gibi çok önemli bir kısmını Avrupa Birliği ülkelerine ihraç ederek ülkemize döviz kazandırmaktayız. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımız, bir önceki sezonla kıyaslandığında, bugün itibariyle miktar bazında yüzde 40 artışla 185 bin tona, ihracat gelirimizin ise yüzde 4'lük artışla 285 milyon dolara geldi. Sezon sonunda 280 bin tonluk ihracata karşılık 450 milyon dolarlık bir ihracat gelirine ulaşmayı hedefliyoruz" diye konuştu.

Kuru üzümde iç tüketimi arttırmalıyız

Kuru üzümde iç tüketimin de arttırılmasının çok önemli olduğunu belirten Almış şöyle devam etti; "İhracatımızın sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi çok büyük önem taşımakta, Chlorpyrifos konusunda sürece geç müdahil olmamız sonucunda ülkemizin en azından 100 milyon dolar ihracat gelirinden oldu. Geçtiğimiz yıl, tüm paydaşlarla birlikte yapılan girişimler ve toplantılar sonucunda söz konusu etkili maddeyi içeren zirai ilaçlar Tarım Bakanlığımızca yasaklandı, Üreticilerce ve Bayilerce bağda kullanılmaması yönündeki girişimler ve çalışmalar da başarı ile sonuçlandı. Ancak, bu başarının bu yıl da artarak devam etmesi ihracatımızın devamı açısından son derece önem arz ediyor."

Bifenthrin limitleri düşürüldü

Türkiye'nin çekirdeksiz kuru üzümde ihracatında dünya lideri olduğunu hatırlatan Nejat Almış, üreticilerce tercih edilen bağda salkım güvesine karşı önerilen bifenthrin etkili maddeli preparatların Avrupa Birliği üzüm maksimum kalıntı limitini 0.2 ppm'den 0.01 ppm'e düşürme kararı aldığı belirtti. Yeni limitlerin 23 Ağustos 2017 tarihinde yürürlüğe gireceği bilgisini veren Almış, üzüm üreticilerince bifenthrin aktif maddesinin zirai mücadelede tercih edilmemesi gerektiğini, Tarım Bakanlığınca yasaklanması yönünde girişimlerde bulunulduğu, salkım güvesi ile mücadelede zirai ilaçlara alternatif biyoteknik mücadele metotlarının mümkün olduğunu, biyoteknik metotların kullanımının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yüzde 50-60 oranında desteklendiğini ifade ederek, üreticileri biyoteknik mücadele tekniklerini kullanmaya çağırdı.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, İzmir Ticaret Borsası, Manisa Ticaret Borsası, Alaşehir Ticaret Borsası ve Salihli Ticaret Borsası işbirliğinde numune alarak analizler yaptıklarını ifade eden Almış şöyle konuştu; "Son 7 yılda olumlu yönde ilerleme kat edilse de işimiz daha çok. Çekirdeksiz kuru üzümümüzün değerini bulması için sektörün tüm paydaşlarıyla birlikte çalışmalarımızı devam ettirmeliyiz."

Yurtdışı imajımızı güçlendirmeliyiz

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Şemsettin Özgür, sektörün tüm paydaşlarının birlikte çalışarak Türk üzümünün yurt dışı imajının güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Özgür, "Rakip ülkelere kaptırılan pazarların geri kazanılması için hep birlikte özenli çalışarak, kullanılan pestisitleri en asgari düzeyde tutarak mücadeleye devam etmemiz gerekiyor" dedi.

Kuru üzüm çuval ipliğine kurban edilmesin

İhracatçıların kalite yönünden en büyük sorunlarından bir diğerinin ise çuval ipi sıkıntısı olduğunu söyleyen Şemsettin Özgür, sorunun çözümü için yol haritasını ise şöyle özetledi; "Kasa öncelikli olmakla birlikte eski, yıpranmış ve gübre çuvalı gibi bulaşık çuvallar kesinlikle kullanılmamalı, kaliteli temiz çuvalların tercih edilmesi hayati öneme sahip. Bu konuların çözümü için hep birlikte daha özenli davranarak sektörümüzün önünü açmalıyız."

İHA
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.