Türkiye'de bu yıl yağmur yağmıyor ve yaşanan kuraklık en çok çiftçiyi korkutuyor. Özellikle hububat eken çiftçi yağmur yağmasını bekliyor. Yağmur yağmadığı için tohumlar toprak altında bekliyor. Uzmanlara göre eğer kuraklık devam ederse çiftçi maliyetleri artacak, verim düşecek bu da fiyatların artmasına neden olacak.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin açıkladığı rakamlar Türkiye'de yağışların geçen yılın ekim ayına göre yüzde 75.3 azaldığını ortaya koyuyor. Ekim ayları ortalamaları dikkate alındığında ise yağışlarda yüzde 58.3'lük düşüş var. Birçok çiftçi ürünlerinin yetişmesi için yağmurun yağmasını beklerken, uzmanlar, iklim değişikliğinin en büyük etkilerinden birinin tarım alanları üzerinde olduğunu söylüyor. Yaşanan kuraklık şu an için en çok buğdayı etkileyecek.
Konya Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Profesör Doktor Süleyman Soylu, buğdayda ekilen tohumların gün yüzüne çıkmak için yağmura ihtiyacı olduğunu söyledi. İdeal olanın kış olmadan tohumların çıkması olduğunu ifade eden Soylu, "Çiftçiler tohumunu ekti. Dört gözle yağmuru bekliyor. 1 aydır tohumu tarlada kuru bir şekilde bekleyenler var. Türkiye'nin büyük bölümünde tarlaların yemyeşil olması gerekiyordu. Ancak şu an sadece toprak görülüyor. Az yağmur yağarsa da tehlikesi var. Bu sefer de tohumun çürüme tehlikesi bulunuyor" dedi.
Bitkilerin yağmur yağmadığı için yarışa geç başladığının altını çizen Süleyman Soylu, "Zaman kaybedilmiş oldu. Buğdayın çıkışı eğer kuraklık devam ederse ilkbahara kalabilir. Eğer böyle olursa özellikle hububatta verim düşüşüne neden olacaktır. Yağmur yağmadığı için çiftçi sulama yapmak zorunda kalıyor. Bu da sulama maliyetinin artmasına neden oluyor. Kuraklıkla beraber verim de düşeceği için fiyatlar da bir yükseliş olacaktır" diye konuştu.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör de Türkiye'de yaşanan durumu şöyle anlatıyor: "Kasım ayı geldi ancak hala yağmur yağmış değil. Ekim, Kasım ayları buğday, arpa, yulaf gibi ürünlerin ekim dönemidir. Bu dönemlerde yağmur alması gerekir. Birçok bölgemizde yeraltı suları da bitmek üzere. Önümüzdeki yıllar için tehlike daha büyük. Bir an önce yağmur yağması gerekiyor." Birçok ülkenin kuraklık konusunda A-B-C planları yaptığına dikkat çeken Güngör, "Türkiye'nin de bu konuda tedbirler alması ve bunu bir an önce hayata geçirmesi gerekiyor. Dünya artık atık suları arıtarak tarım arazilerinde kullanıyor" dedi.
HAYVANCILIK DA ETKİLENİR
Kuraklığın sadece bitkisel olarak değil hayvansal üretime de etkisi olduğunun altını çizen Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı Hüseyin Demirtaş, "Toprağa atılan tohum yağış görmezse çimlenme dönemini kaybediyor. Yağış görmezse kuruyor. Bu kuraklığın bedeli çok ağır olabilir. Sadece hububatın değil sebze meyvenin de fiyatları artacaktır. Çiftçi çok huzursuz. Tarlasından ikinci ve üçüncü ürünü alanlar da etkilenecektir. Hayvanların otladığı meralar dahi kuraklıktan etkileniyor. Tarlalarda çalışanlar da bu durumdan etkilenir. Ürün su görmeyince mukavemet gücünü kaybeder. Bu kez de böcek salgını olur" diye konuştu.
ENFLASYONUN KÂBUSU KURAKLIK
Türkiye'de enflasyonu en fazla etkileyen gıda ve içecek grubu. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) enflasyon hesabında yüzde 23.68 ile en yüksek paya sahip olan grupta en oynak fiyatlar ise taze sebze ve meyvede gözleniyor. Kuraklık da bu fiyatlar üzerinde direkt etkili oluyor. Nitekim 2015 yılında yine kuraklık nedeniyle gıda enflasyonu yüzde 14'e kadar çıkmış yıl sonunda yüzde 12.73'e inmişti. Gıdadaki yüksek oran nedeniyle yılsonundaki yüzde 8.17'lik enflasyonun 3.11 puanı sadece gıda grubundan kaynaklanmıştı. Bu yıl ise gıda fiyatları daha sakin bir seyir izledi. Ancak kuraklık tehdidi gelecek yıl yüksek fiyatların enflasyonda etkili olacağı endişesi yaratıyor.
Hürriyet