KKTC EKONOMİSİ: BİZİ `YAPISAL DÖNÜŞÜM` RAHATLATACAKTIR

Ne Türkiye'nin cari harcamalara katkıları, ne de sektörel devlet teşvikleri; bu aşamadan sonra bizi, ancak ve ancak, bu yapısal dönüşüm rahatlatacaktır.

KKTC ekonomisi bu yıl önemli bir daralma yaşıyor. 2016 yılının ilk iki ayında ithalat % 11.5 oranında geriledi. 2015'te 202.5 milyon dolar olarak gerçekleşen ithalat, 2016'da 179 milyonda kaldı.

CTP-UBP hükümeti döneminde Su Temin Projesinin uygulanmasında yaşanan sorunlar, su ile ilgili anlaşma ile birlikte 2016-2018 yıllarını kapsayan Ekonomik ve Mali İşbirliği Anlaşması da imzalanamamıştı. Bu anlaşma imzalanmış olmasına karşın 2016 yılı programı henüz yürürlüğe girmemiş olduğundan Türkiye kaynaklı yatırımların ödemesi yapılamamıştır. KKTC Maliyesi, kendi gelirleri ile maaş ödemelerini gerçekleştirmeye yoğunlaştığından, piyasadan yaptığı alımları da ödeyememektedir. Devletin piyasaya 100 milyon TL'yi aşkın günü geçmiş borcu olduğu hesaplanmaktadır.

Piyasada ciddi bir nakit sıkıntısı vardır. İşletme sahipleri tam bir bunalım içinde...

Sektörel sorunlar

Kuzey Kıbrıs ekonomisi, turizm ve yüksek öğrenim sayesinde dönüyor. Tarım ve hayvancılık aslında bu sektörleri desteklediği oranda işe yarayacak gibi görünmektedir.

Bu yıl, Türkiye'nin turizm sektöründe yaşadığı sorun, Kuzey Kıbrıs'a aynen yansımamış görünüyor. İşler fena değil.

Yüksek öğrenimdeki öğrenci sayısı 60 bini geçmiştir. Yarattığı çeşitli sorunlara karşın, bu potansiyel KKTC ekonomisi için en büyük kaynaktır. Korunması ama yüksek öğrenim kalitesinin artırılması yoluyla kalıcılaştırılması gerekmektedir.

Tarım ve hayvancılık sektörü verimsizdir, ürünleri kalitesiz ve pahalı olduğundan iç piyasada bile yeterince tüketilmemektedir. Yeniden yapılandırılması zorunluluğu vardır.

Narenciye ürünü standardını ve verimliliğini koruyamadığı için ihracat potansiyelini giderek kaybetmektedir. (2014'te 16 milyon USD)

Süt ürünleri, ihracat sıralamasında birinci sıraya yükselmiştir. ( 2014'te 50 milyon USD) ne var ki, bu ihracat, ancak ve ancak devlet desteği ile yapılabilmektedir. Bir dolarlık hellim/peynir ihracatı için devlet bir TL'lik harcama yapmaktadır. Son zamanlarda hellim/peynir pazarındaki düşüş nedeni ile ham süt işlenememekte; devlet desteğini artırmak bile sorunu çözmemektedir.

Ortalama olarak yılda 5 milyon USD'lik bir iharacat potansiyeline sahip olan patates ürünü de bu yıl pazar sorunu yaşamaktadır.

Yatırım ortamı

Bu durumdan çıkış için; Türkiye yardımlarının acil olarak gerçekleşmesi; orta ve uzun vadeli olarak ise dış yatırımların önünün açılarak yurtdışından KKTC'ye yönelen yatırımların artırılması gerekiyor.

Ne var ki, hükümetler yatırımcı dostu değildir: Hotel yatırımları için olmadık zorluklar çıkarılmakta; pazara uygun yatırımlar kamu tarafından adeta engellenmektedir. Kamuoyunda, genel olarak Türkiye kökenli yatırımcılara karşı bir tepki vardır. Bu nedenle popülist hükümetler yatırımcı dostu davranmayı isteseler bile becerememektedirler.

Aslında Türkiye'den KKTC'ye önemli bir yatırımcı ilgisi vardır. Bu ilgi doğru bir şekilde yönlendirilse, hem TC-KKTC ilişkilerinin gelişmesine, hem de Kuzey Kıbrıs'taki ekonomik yaşamın iyileştirilmesine katkıda bulunulabilir.

Bu arada, Türkiye yardımlarıyla veya kamu özel işbirliği ile gerçekleştirilmesi öngörülen altyapı yatırımlarının da hızlanması gerekiyor. Yol, limanlar, su ve enerji yatırımları hem ekonomik çarkların dönüşünü hızlandıracak; hem de bizzat bu yatırımlar ekonomiye ivme kazandıracaktır. Kamusal altyapı yatırımları da (okullar, Hastane v.s.) gelişmeyi tetikleyecektir. Bunların da ihmal edilmemesi, bu yatırımlar için gerekli kaynakların sağlanabilmesi gerekmektedir.

Yapısal dönüşüm

Türkiye ile imzalanan ve KKTC Bakanlar Kurulu tarafından da onaylanmış olan Yapısal Dönüşüm Programında yer alan hükümler tek tek incelendiği zaman, bugüne kadar önerilmiş bulunan bütün hususların bu metinde yer aldığı görülmektedir. Programda, Kamu Reformu için 16; finans sektörü için 3 ve reel sektörün rekabet edebilirliğinin artırılması için 11 eylem öngörülmüştür. Kamu yeniden düzene sokulurken, reel sektörün rekabet gücünün artırılması amaçlanmaktadır. Bunlar için gerekli önlemler tek tek saptanmıştır.

Bu aşamadan sonra esas olarak uygulama üzerinde yoğunlaşmak gerekmektedir. Her eylem için hedefler, performans kriterleri, zamanlama ve sorumluluklar öngörüldüğünden programın izlenmesi için yeterli malzeme de bulunmaktadır.

Ne Türkiye'nin cari harcamalara katkıları, ne de sektörel devlet teşvikleri; bu aşamadan sonra bizi, ancak ve ancak, bu yapısal dönüşüm rahatlatacaktır.

Milliyet
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.