KIRSAL NÜFUS

Türkiye'nin kırsal nüfusu neredeyse Avrupa Birliği standartlarına yaklaşmış. Son yapılan sayımlara göre kırsal nüfus 6 milyona düşmüş.

Hani Avrupa Birliğine girmede en büyük engel tarımsal nüfusun fazlalığıydı ya. Hani Avrupa Birliğinde tarımsal nüfusun toplam nüfus içindeki payı % 3'ün altındaydı da bizim % 25'lerdeydi ya. Şimdi % 10'un altına inivermiş işte. Polonya'nın bile tarımdaki nüfusu bizden fazla görünüyor. Malum yolu toprak olan köylerimiz büyükşehirlerle birlikte mahalleye döndü ya. İşte ondan kırsal nüfus azalıverdi bir anda.

Şaka bir yana gerçekten de kırsal nüfus hızla azalıyor. Köylerde sadece yaşlı nüfus kalıyor artık. Onların da çoğunluğunun beklemekle günleri geçiyor. Yaş ortalaması altmışa yakın. Şehirden çoluk çocuk gelir yardım ederse ekip biçiyorlar. Yoksa çoğu zaten çoluğa çocuğa tarla satıp şehirden ev aldı. Çok fazla tarla tapa da kalmadı.

Küçük aile işletmeleri bir şekilde azalıyor. Oysa tarımsal üretimin gerçek lokomotifi onlar. Onların sayesinde güvenilir gıda üretimi gerçekleşiyor memlekette. Memlekette olduğu gibi dünya gıda üretimi de küçük aile işletmelerinin sırtında görünüyor. Halen dünya gıda üretiminin % 80'i küçük aile işletmeleri tarafından gerçekleştirilmektedir. 
Gıda üretiminin bütün ülkelerin birinci öncelikli stratejik sektörü olduğu dikkate alınırsa, küçük aile işletmelerinin korunması ve yerinde tutulması son derece önemlidir. Doğduğu yerde doyma stratejisi, bir zamanlar üzerinde en çok durulan uygulama idi. En son olarak da köye dönme stratejisi uygulandı. Bu uygulamalar altı doldurulmadığı sürece tarım nüfusunu yerinde tutmak mümkün değildir. Hele hele üretimden vaz geçen çiftçileri yeniden üretime kazandırmak son derece zordur.

Tarımsal ürün değerleri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de girdiler karşısında sürekli değer yitirmektedir. Bu nedenle, sürdürülebilirlikte desteklemeler büyük önem arz etmektedir. Ancak ülkemizde veraset intikallerinin sağlıklı yapılamayışı, yıllardır uygulanan yem bitkilerinde 10 dekardan az olamaz, gübre desteğinde 50 dekarlık, hayvancılık kredilerinde 10 baş gibi baremler tarımsal destek, kredi ve hibelerden küçük aile işletmelerinin yararlanamamasına neden olmaktadır. Diğer taraftan küçük aile işletmesi 5 dekardan az arazisi olan işletme olarak tanımlanmaktadır. Bölgelere göre yapılan geçim indekslerinde, arazi büyüklüğü yeter gelirli aile işletmesi için 110 dekardan başlamaktadır. Zaten sera dışında 5 dekardan az bir tarlayla geçim sağlamak imkânsızdır. Küçük aile işletmesi desteği bu meyanda anlamsızdır. 

Gıda sürdürülebilirliğinde tarımsal nüfusun yerinde tutulması, ancak ve ancak memnuniyetin geliştirilmesiyle mümkündür. Memnuniyet her zaman aidiyeti geliştirir. Memnuniyet için geçinecek kadar gelir, hayat standartlarının geliştirilmesi yeterli olmaktadır. Çiftçilerin son zamanlarda banka ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları uykularını kaçırmaktadır. Kazanmak, geçinmek ama en önemlisi ülke insanını beslenmesi için çalışmaktan başka hesabı olmayan üreticinin, gerçek anlamda desteklenmesi baremlerin kaldırılmasıyla mümkündür. Sürdürülebilir gıda üretimi için kırsal nüfusun yeter gelirli aile işletmeleri haline getirilmesinden başka çare yoktur. Dekar üzerinden, gübre, mazot, ot, silaj desteği hesabı yapmak yerine üreticinin eline geçene bakmak daha doğru olandır. 

  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz Toplam: 1, Onay bekleyen: 0.
  1. nedim kolat

    cok dogru bir tespit