Nevşehir Süt Üreticileri Birliği Tarım Danışmanı Ziraat Mühendisi Gürkan İltuş, Almanya'da yıllık inek başına verimin 5,5 ton, Yunanistan'da 3 bin 750 ton, İsveç'te 7 ton, ülkemizde ise 2 ton 900 kilo olduğunu belirterek, verimliliği mutlaka artırmak gerektiğini kaydetti.
Nevşehir’de bir ineğin günlük verdiği sütün ortalama 9,8 litre olarak hesaplandığını kaydeden İltus, İsrail’de ise günlük 45 litrenin altında süt veren ineğin kesime gönderildiğini ifade etti. İltus, günlük verimin bir litre artması halinde bile Nevşehir çiftçisinin eline yıllık 7- 8 milyon lira daha fazla gelir girmesinin sağlanacağını ifade etti.
'HAYVANCILIK SEKTÖRÜNE GİRECEK OLANLAR İŞİ BİZZAT TAKİP EDECEKLERSE YAPSINLAR'
Nevşehir İşadamları Derneği (GESİAD)’ın geleneksel hale getirdiği 'Bir Konu, Bir Konuk' programında bu hafta Nevşehir Süt Üreticileri Birliği Tarım Danışmanı Ziraat Mühendisi Gürkan İltuş tarafından süt hayvancılığı konusunda bilgiler verildi. TUİK’ten aldığı resmi rakamlara göre açıklama yapacağını belirterek konuşmasına başlayan İltus, “Nevşehir veya ülkemizde hayvancılık kazançlı mıdır diye çok sorulan önemli bir soru vardır. Yapan kişi işi iyi bilen biri ise veya işi bilen biri ile birlikte çalışıyorsa iyi para kazandırır. Eskiden çok vardı. Bir doktor hayvan işletmesi kuruyor, bütün işi birine bırakıyor. Anlamadığı için işe karışmıyor, bir süre sonra işletme batıyor. Antalya’da asıl işi inşaat olan büyük bir firma var. Yakın zamanda hayvancılık işine girdiler. Bir profesörü de baş danışman olarak seçtiler. Hoca, işin başına anlayan birini getirmelerini istedi ama kabul etmediler. Bir süre sonra Hoca’yı görevden aldılar. Çünkü Hoca hiç istemedikleri yöntemler öneriyordu. Yem bitkisi ekmelerini istiyordu.
Dışarıdan alınca zarar edeceklerini söylüyordu. Hayvanlarla iletişim içinde olmalarını, devamlı surette işletmenin içerisinde bulunmalarını, işi takip etmelerini istediklerinde 'Biz bunu yapmayız, inşaatlarımızla uğraşırız' dediler. Bir süre sonra da battılar. Hayvancılıkla uğraşacaksak bir defa hayvana dokunacağız. İşletmeye eleman alıp, onlar her işi yapsın deyip işleri bizzat takip etmezseniz işletmeniz uzun ömürlü olmaz. Çünkü hiçbir eleman hayvanlara sahibi gibi bakmaz, yemini takip etmez, gelir-giderini tam takip etmez. Hastalık bulaşır, fazla önemsemez. Verim düşer, çok fazla dikkat etmez. Zararı hep işletme sahibi çeker. Ya işletmenin gerçek karlılığı yakalanmaz ya da bir süre sonra zarar edip kapanır. Paranın değerini en iyi işveren bilir. Hayvancılık sektörüne girecek olanlar işi bizzat takip edeceklerse yapsınlar” dedi.
'GÜNLÜK VERİM 1 LİTRE ARTARSA NEVŞEHİR ÇİFTÇİSİNİN ELİNE YILLIK 7- 8 MİLYON LİRA FAZLA GİRER'
Nevşehir’de 286 bin nüfusa karşın 23 bin civarında kayıtlı çiftçinin bulunduğunu belirten İltus, bunun da toplam nüfusun yaklaşık yüzde 7’sinin çiftçilikle uğraştığını gösterdiğini belirtti. Kayıtlı çiftçiler arasında her 10 tanesinden 7’sinde traktör bulunduğunu belirten İltus, bu durumun Nevşehirli çiftçinin iyi para kazandığını gösterdiğini anlattı.
Nevşehir’de 301 bin ton gibi iyi düzeyde buğday üretimi olduğunu söyleyen İltus, “Tarım arazisinin yüzde 59’una tahıl, yüzde 1,6’sına ise yem bitkisi ekilmiş. Nevşehir’de bir yılda 78 milyon 254 bin litrede süt üretiliyor. Ülke genelinde 14 milyon büyükbaş havyandan 5,5 milyonu süt ineğidir. Yıllık süt üretimi ise 18,2 milyon tondur. Bu rakamlarla AB ülkeleri arasında 7. sıra ile çok güçlü bir yerdeyiz. 2008 yılında süt üretimi 7 milyon ton iken bugün 18,2 milyon tona ulaştı. 28 AB ülkesinden 20’sinin nüfusu bizim büyükbaş hayvan sayımızdan azdır. 12’sinin nüfusu da bizim sağılık inek sayımızdan azdır. Böyle olunca AB’nin en fazla üretim yapan yedinci ülkesi oluyoruz. Yani İsveç’in çikolatası ve süt ürünleri çok meşhurdur ama bizim sağılan ineğimizin sayısı, İsveç’in nüfusundan fazladır. Birinci sırada 82 milyonluk Almanya var. Süt üretimi bizim 5 katımızdır. Biz de 80 milyona yakınız, yüzölçümümüz Almanya’nın üç katıdır.
Almanya her yıl hayvanlarına yedirdiği otun kalitesini artırmak için 50 milyon EURO civarında para harcıyor. Erzurum’dan meradan alınan otun kalitesi, Almanya’da yapılan analizde, onların geliştirmek için milyonlarca AVRO harcadıkları otlardan daha kaliteli çıktı. Bu doğamızın bize verdiği avantajı yeterince değerlendiremiyoruz. Nevşehir’de bile 78 bin ton süt üretilirken ancak yüzde 1,6’lık alanda yem üretiliyor. Çok daha fazla olması gerekir. Nevşehir’de bir ineğin günlük verdiği süt ortalama 9,8 litre olarak hesaplandı. İsrail’de günlük 45 litrenin altında süt veren ineği kesime gönderiyorlar. Günlük verimi bir litre artırırsak Nevşehir çiftçisinin eline yıllık 7- 8 milyon lira daha fazla gelir girmesini sağlıyor” dedi.
'YEMİ HAYVANCILIK YAPAN KİMSE VEYA İŞLETME KENDİSİ ÜRETMELİ'
Ülkemizde hayvancılığın en önemli sorunlarını yanlış besleme ve yemi dışarıdan satın almanın oluşturduğunu belirten İltus, “Yemi hayvancılık yapan kimse veya işletme kendisi üretmelidir. Bir ineğin günlük verimini 15 litre olarak hesap edersek günde 16,5 lira gelir getirir. Bunu sağlamak için karma yem demek olan rasyoya uymak gerek. Yonca, saman, silaj, ezme gibi yemler verilmelidir. Bunları dışarıdan alırsa 11,5 lira civarında tutar. Yani kazancının yaklaşık yüzde 70’ini yeme harcıyor. Bunun içinde veterinerlik hizmeti, elektrik, su, işçilik, kira, yakıt gibi giderleri de dahil edince kazanç iyice düşüyor veya zarara gidiyor. Almanya’ya gittiğimde 150 başlık bir işletmeye uğradım. Hayvan başına verimi 26 litreydi.
İnekler Simental ve Holştayn’dı. Süt fiyatı 0.40 EURO’ydu. Tüm masrafları 0.30 EURO olduğunu öğrendim. Bu masraflara akla gelecek her türlü masrafın dahil olduğunu, eline litrede 0.10 EURO’nun kaldığını söylediler. Buna baktığımızda 150 inekten işletme sahibi günde bin EURO gibi bir para kazanıyor. Bizim işletmelerde böyle para kazanmak mümkün değildir. Çünkü biz henüz bütün masrafları hesap edip verimi artırıp maliyeti düşürme gibi işlere yönelmiyoruz” şeklinde konuştu.
'VERİMLİLİĞİ MUTLAKA ARTIRMAMIZ GEREKİYOR'
Nevşehir’de 58 bin dekarlık alanda yem bitkileri ekildiğini belirten İltus şöyle konuştu: “71 bin büyükbaş hayvan var. Bunları ideal olarak besleyebilmek için değil sadece doyurabilmek için bile 440 bin dekarlık alana yem bitkisi ekilmesi gerekiyor. Bu çiftçilerin büyük kısmının yemi dışarıdan aldığını gösteriyor. Bu yüzden 'hayvancılıktan kar etmiyorum veya başa baş geliyor' deniyor. Dünyada 100 litresi 49 dolar, bizde ise 44 dolardır. Fabrika yem fiyatları ise dünyada 100 kilosu 35 dolar, bizde ise 38 dolardır. Ülkemizde 1- 5 hayvan arası işletmelerin sayısı 701 bin, tüm işletmelerin yüzde 56’sını oluşturuyor. Süt verimini de düşüren de bu küçük işletmelerdir. Almanya’da yıllık inek başına verim 5,5 ton, Yunanistan’da 3 bin 750 ton, İsveç’te 7 ton, bizde ise 2 ton 900 kilodur.
Verimliliği mutlaka artırmamız gerekiyor. Yem bitkisi üretimini artırmak gerekir. Günlük insan kalsiyum olarak 700- 800 mililitre alması gerekiyor. Bunun için de 100 gram peynir yeter. Bu da günlük 1,2 litre süt eder. Yani günlük en az bir litre süt içmemiz gerekiyor. Ama maalesef süt tüketimi çok düşüktür. Bunu artırmak gerekiyor. Hayvan ırkını geliştirmemiz gerekiyor. Nevşehir’de bulunan 70 bin hayvanın yarısı melez, yarısı da kültür ırkıdır. Melez ırk sayısı çok yüksektir, bunu süratle kültür ırkına çevirmek gerekir.”
Haberler.com