İncefikir, yaptığı açıklamada, tarım politikalarının uzun vadeli alınması ve uygulamaya sokulması gerektiğini belirterek, "Bu nedenleri ortadan kaldırmadıkça tarımsal dışa bağımlılığınız giderek artar. Kısa vadeli çözümler üreterek sadece fiyatı düşürmeye yönelik bir politika oluşturursanız kendi çiftçiniz yerine başka ülkelerin çiftçisini destekler, milyonlarca dolar ülke kaynağını başka ülkelerin çiftçisine harcamış olursunuz" dedi.

Tarımsal üretimin bir zincirin halkası olduğunu söyleyen İncefikir şöyle devam etti:
"İlk olarak tarım toprakları ve meralar korunmalıdır. Her yıl tarım toprakları biraz daha yok ediliyor. Bunun dışında üretim yapan çiftçi desteklenmelidir. Buğday ithalatında vergiyi sıfırlamak üreticiye büyük zarar verir. Bu ileriki yıllarda daha fazla hissedilecektir. Çünkü tarımsal üretimdeki artış hızı özellikle son 20 yıldır nüfus artış hızının gerisinde kalmakta, bu nedenle gıda açığı giderek büyümektedir. Uygulanan yanlış tarım politikalarıyla bir yandan çiftçiyi tarımdan uzaklaştırırken diğer yandan da tarımsal ithalatımız sürekli artış gösterip döviz kaybı oluşmaktadır."

İncefikir, 2003-2015 yılları arasında tarımsal destekleme bütçesinin toplamda 61 milyar lirayken, aynı dönemde tarım ve gıda ithalatına 270 milyar lira ödendiğini söyledi. İncefikir, "Aynı sorunu son dönemde kırmızı ette de yaşamaktayız. 2010 ile 2015 yılları arasında 1,5 milyon büyükbaş, 2,3 milyon küçükbaş hayvan ile 212 bin ton et ithali yapılması, karşılığında 3,8 milyar dolar ödenmiştir. Fiyatları baskı altına almak için yapılan ithalata rağmen et fiyatlarının düzenli olarak artması uygulanan politikanın yanlışlığını göstermektedir" diye konuştu.