Sağlık ürünleri, tarım ve hayvan sağlığı alanlarında faaliyet gösteren Alman Bayer, Türkiye'de hedef büyüttü. Bayer dünyasında ilk 20 ülke arasında yer alan Türkiye operasyonunun yeni hedefi ilk beş ülke arasına girmek. 2015'te Türkiye'de 525 milyon euro ciro elde eden firmanın Türkiye'ye bir buçuk yıl önce atanan CEO'su Hubert Braun, bunu özellikle tarımdaki yatırımlarla sağlayacaklarını belirtti. Türkiye'nin tarımdaki potansiyelinin oldukça altında üretim yaptığını söyleyen Braun, "Şu anda Türkiye'de tarım faaliyetlerimizin payı yüzde 35 düzeyinde. Bayer'in içinde en hızlı büyüyen operasyonuz. Yeni yatırımlarla hızla büyütmeyi düşünüyoruz. Türkiye'de 20-25 milyon kişi tarımda çalışıyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse Fransa ile Türkiye'nin tarım yapılan toprağı aynı ancak Fransa'da üretim Türkiye'nin iki katı. Türkiye en azından mevcut üretiminin iki katı potansiyele sahip" dedi.

DOKUZ KAT POTANSİYEL

Geleneksek tarım ile üretim yapılan bir tarla ile ileri teknoloji ve tohumlarla üretim yapılan bir tarla arasında sekiz dokuz kat kadar fark olduğunu söyleyen Braun, "Dünyada 2020 yılına kadar nüfusunun yaklaşık 320 milyona ulaşması bekleniyor. Türkiye'nin tarım hinterland'ında Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika var. Üretimin artması ile birlikte ihracatta da bu bölgelere artış kaydedilebilir. Türkiye'de 3 milyon çiftçi var ve çiftçi başına ortalama ekilen alan 7 hektar. Buna karşılık Avrupa'da 27 hektar ve Kuzey Amerika'da 121 hektar. Türkiye'de hükümetin başlattığı tarım arazilerinin birleştirilmesi uygulaması bu açıdan oldukça önemli" şeklide konuştu.

SURİYE'YE İLAÇ YARDIMI

Suriye'deki savaş konusunda kendilerinin de ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Braun, İtalya, Türkiye ve Yunanistan üzerinden ilaç yardımında bulunduklarını söyledi.

TOPLAM YATIRIM 200 MİLYON EURO OLDU

Bayer'in Türkiye'de bugüne kadar gerçekleştirdiği yatırımların toplam değerinin 200 milyon euro olduğunun da altını çizen Braun, bir diğer büyüme planlarının reçetesiz ilaç alanında olduğunu aktardı. Küçük rahatsızlıkların reçetesiz ilaçların sorumlu kullanımıyla kendi kendine tedavisinin sağlık sistemi açısından büyük getirileri olduğunu da ekleyen Braun, "Mevcut geri ödeme sistemi, dünya çapında reçetesiz ilaç kapsamında değerlendirilen ürünleri de kapsıyor ve bu durum Türkiye'nin sağlık bütçesi üzerinde ekstra bir baskı oluşturuyor" dedi.