Panelde, her 1MW'lık güneş enerjisi yatırımı karşılığında 20 kişiye istihdam sağlanabildiği, bu sayede, 2023 yılında 400 bin kişiyi istihdam etmenin mümkün olduğu bildirildi.

Genç Yönetici ve İş Adamları Derneği (GYİAD), Solarbaba Türkiye Güneş Enerjisi Platformu işbirliği ile düzenlenen panelde sektör ve mevzuatın durumu ve finansal destekler tartışıldı.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan GYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Sevim, Rusya krizi sonrasında alternatif enerji kaynaklarının daha da önem kazandığına dikkat çekti. Türkiye'nin güneş enerjisi sektöründe büyük fırsatlar barındıran bir ülke olduğunu belirten Sevim, "Türkiye'nin yıllık enerji ithalatı yılda 55 milyar doları buluyor. Teorik olarak, bir kez 160 milyar dolar tutarında yatırım yapılsa, sonrasında 30 yıl boyunca enerji maliyetimiz olmayacağını söyleyebiliriz. Türkiye'de güneş enerjisine yatırım zor ve çetrefilli. Yatırımcıların ve yatırımcı adaylarını, sektörün önündeki engeller hakkında bilgilendirmek ve verimli yatırımlar yapabilmelerini sağlamak amacıyla bu paneli düzenledik" dedi.

Güneş enerjisi sektörü fırsat sunuyor

Türkiye'de bugüne dek toplam 250MW güneş enerjisi yatırımı yapıldığını belirten Solarbaba Kurucusu Ateş Uğurel ise "Almanya'da bu yatırımlar 39 bin MW'ı, ABD ve Çin'de ise 28 bin MW'ı geçmiş durumda. İstanbul kadar nüfusu olan Belçika'da bile Türkiye toplamının altı katı yatırım yapılmış durumda. Türkiye yatırımlarda çok geri kaldı. Dolayısıyla sektörde çok büyük fırsatlar var" diye konuştu.

Güneş enerjisinin istihdam konusunda da avantajlı bir sektör olduğuna değinen Ateş Uğurel, her 1MW'lık yatırımın 20 kişiye istihdam anlamına geldiğini, doğalgazda ise bu rakamın 5 kişide kaldığını söyledi. Uğurel, 2023 yılında güneş enerjisi yatırımlarının 23GW kapasitesine ulaşması durumunda, sağlanacak minimum istihdamın 400 bin kişi olacağını da sözlerine ekledi.

Türkiye Ar-Ge merkezi olabilir

Güneş enerjisi santrali kurulumlarının, panel fiyatlarının düşmesi ile birlikte finansal olarak kolaylaştığına dikkati çeken Ateş Uğurel, "Asıl odaklanmamız gereken yerli panel üretimi değil, elektrik depolama sistemleridir. Bu konuda dünya çapında hâlâ araştırmalar yapılıyor ve istenilen verimde bir teknoloji bulunabilmiş değil. Bu konuda Ar-Ge çalışmaları yapmak için Türkiye insan kaynağı ve finansal bakımdan yeterli durumda" dedi.

Güneş enerjisi sektöründeki mevzuatın çok karmaşık olmasının ve sık sık değişmesinin yabancı yatırımcıyı kaçırdığını ve yerli yatırımcıyı da zaman zaman zor durumda bıraktığını belirten Ateş Uğurel, "Mevzuatın daha anlaşılır olduğu solar termal alanında kullanım ve ihracat bakımından dünya ikincisi olmamız, aslında sektörün en önemli engelinin mevzuattaki belirsizlikler olduğunu gösteriyor. Güneş enerjisi sektöründe ise ne yazık ki ilk 50 içerisinde yer alamıyoruz" diye konuştu.

Türkiye'de sektörün darlığına değinen T. Dinamik Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Mustafa Tırıs da, "100MW'lık bir güneş enerjisi santrali Türkiye'de büyük bir yatırım olarak algılanıyor. Oysa dünya genelinde 'büyük yatırım' kapsamına giren projeler 10 bin MW'lar ile ölçülüyor" dedi.

EnerjiSA Enerji AŞ. Yenilenebilir Enerji Projeleri ve Yeni Teknoloji Uygulamalarından Sorumlu İş Geliştirme Müdürü İbrahim Erden ise "Şu anki ihale fiyatları ile güneş enerjisi santrallerinden gerçekçi bir kâr elde etmek pek mümkün değil. Bu yüzden ihale kazanıp yapılan yatırımların yalnızca üçte birinin gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Finansman yöntemlerindeki teminat zorunluluğu, sektörün önündeki önemli engellerden biri" dedi.