Tiroit, meme kanseri ve lenfomada patlama yaşandığına dikkat çeken uzmanlar bu hastalıklara GDO'lu gıdalar ve tarım ilaçlarının sebep olduğunu söyledi. Piliç ve yumurta gibi yeme dayalı üretimler de hastalığı tetikliyor.
Ekim ayı Dünya sağlık Örgütü tarafından meme kanseri hakkında bilinçlendirme ayı olarak kabul ediliyor. Kadınların yakalandığı kanser türlerinde ilk sırayı alan meme kanserine yönelik uzmanlar, özellikle beslenme faktörlerine dikkat çekiyor.
Türkiye'de yılda yaklaşık 20 bin kadına meme kanseri tanısı konuluyor. Uzmanlar meme kanserine yakalanma riskini düşürmek için ilk olarak beslenme alışkanlıklarının değişmesi gerektiği görüşünde. "Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı"nda Milliyet'e bilgi veren İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü'nden Dr. Yavuz Dizdar, tiroit, meme kanseri ve lenfomada patlama yaşandığına dikkat çekerek, "En büyük sorun gıdalarda miktarını bilmediğimiz GDO'lar, tarım ilaçları ve hormonlar. Birçok üretici yasaklı tarım ilaçlarını kullanmaya devam ediyor. Tarım ilaçlarıyla bulaşık beslenme anne sütü ile çocuklara geçiyor. Aşırı işlemden geçirilerek değer kaybeden süt ve yoğurt gibi gıdalar, piliç ve yumurta gibi yeme dayalı et üretimleri hastalığı tetikliyor. Doğal yoğurt, vücudumuzda zararlı kimyasalların panzehri. Ancak bu ülkede Fransız kökenli bir firma için yoğurt tebliği değiştirildi ve yoğurt da bozuldu" diyor.
"Bunları Yiyin"
Çilek, böğürtlen, ahududu, yaban mersini, dut, üzüm, kızılcık, kiraz ve vişne gibi üzümsü meyvelerin kanserden koruyucu etkiye sahip olduğuna dikkat çeken Dizdar, "Balık omega-3 yağ asitleri açısından zengin bir kaynak. Omega-3 yağ asitlerinin tümör oluşumunu geciktirdiği ile ilgili çalışmalar var. Enginar, kereviz, pırasa, kuşkonmaz, soğan, sarımsak muz, yer elması, hindiba, buğday kepeği, tam tahıllı ürünler ve kuru baklagiller en önemli prebiyotik besinler. Meme kanserinden korunmak isteyenler hergün bir avuç sert kabuklu yemiş tüketebilir" tavsiyesinde bulunuyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ise Türkiye'de en çok buğday ve domates tüketildiğini belirterek, şu bilgileri verdi: "Buğdayda kişi başı yıllık tüketim 182.9, domateste ise 118.6 kilo. Türkiye'de yıllık kişi başı Avrupa ülkelerinin 3 katı yani 140 kilo ekmek tüketiliyor. Bu iki ürünü 52.3 kilo patates, 43.3 kilo karpuz, 30 kilo yoğurt, 26.2 kilo şeker izliyor. Tahıl, meyve ve sebze tüketim miktarları yüksek. Ama içme sütü, et ve et ürünlerinde tüketim rakamları gelişmiş ülkelere göre düşük. Çoğu Avrupa ülkesinde bu rakam 50 kilogram. Sebze tüketimimiz Avrupa'nın iki katı. Meyve tüketiminde de Avrupa'nın önündeyiz" açıklamasında bulundu.
"Her Gün Yeşil Çay"
Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci Arpacı meme kanserine karşı her gün limonlu yeşil çay içilmesini önererek şunları söyledi: "Yapılan birçok araştırma gösteriyor ki; mucizevi bir antioksidan olan yeşil çay, kanser hücrelerinin oluşmasını engellemekte. Her gün bir bardak yeşil çayı C vitamini kaynağı limon ile tüketmek çok daha faydalı. Meme kanserine karşı koruyucu olan bu ikili aynı zamanda vücuttaki fazla suyun atılmasını da sağlıyor. Kefirin düzenli tüketimi de araştırmalara göre kanser riskini yüzde 55 azaltıyor. Özellikle evde mayalanarak hazırlanan kefirin düzenli tüketilmesi meme kanserine karşı koruyucu özellikte. Ayrıca yüksek oranda lif içeren, kompleks karbonhidrat baklagiller toksik ve kimyasal maddelerin vücuttan atılımını kolaylaştırıp kanser riskini azaltır. Özellikle nohut, meme kanseri ile savaşta yüksek lif içerir. Yağlı besinlerden olan et bir avuç ölçüde, antioksidan fazlası olan sebzeler ise 2 avuç ölçüde olmalıdır."
Milliyet