TABİT Yönetim Kurulu Üyesi Coşkun Yıldırım, Türk çiftçisinin sahip olduğu kadim üretim bilgisinin dünyada takdir edilmesine rağmen, yurt içinde ciddi bir yılgınlığa sahip olduğunu belirterek, "Bu yılgınlığı çözmemiz gerek. Bunun için birilerinin öncülüğü gerekiyordu. TABİT olarak bu öncülüğü yapmak üzere yola çıktık. Çiftçinin kadim bilgisi, akıllı tarım ile buluşacak. Uluşabilir maliyetli teknolojilerle çiftçilik yeniden yükselen değer olacak" dedi.
TABİT Yönetim Kurulu Üyesi Coşkun Yıldırım, Türk çiftçisinin sahip olduğu kadim üretim bilgisinin dünyada takdir edilmesine rağmen, yurt içinde ciddi bir yılgınlığa sahip olduğunu belirterek, "Bu yılgınlığı çözmemiz gerek. Bunun için birilerinin öncülüğü gerekiyordu. TABİT olarak bu öncülüğü yapmak üzere yola çıktık. Çiftçinin kadim bilgisi, akıllı tarım ile buluşacak. Uluşabilir maliyetli teknolojilerle çiftçilik yeniden yükselen değer olacak" dedi.
Bloomberg HT TV'de İrfan Donat'ın hazırlayıp sunduğu Akıllı Tarım Programına konul olan TABİT Yönetim Kurulu Üyesi Coşkun Yıldırım, tarımın sorunlarını çözmek adına ortaya konan reçetelerin en önemli bileşenin çiftçinin kadim bilgisini dikkate almak olduğunu söyledi. Bu noktada çiftçinin çok iyi tanımlanması gerektiğini ifade eden Yıldırım, "Aydın Koçarlı Kasaplar Köyü'nde Akıllı Köy'ü hayata geçirmeden önce 12 bin köy dolaştık. 368 bin kişi ile birebir görüştük. Onların analizleri çıkardık sponsorlarımızla beraber onlara eğitimler verdik. Eğitim sonunda insanların gözü ışıl ışıl ama iki- üç yıl sonra döndüğümüzde bir değişimin olmadığını gördük. Bunu tersine çevirmek ve bilgiye ulaşmak isteyen herkes bu akıllı köye gelebilsin diyerek Akıllı Köy'ü çiftçi gibi yaşayarak, çiftçi gibi çalışarak en önemliside çiftçi gibi hissederek hayata geçirdik. Çünkü, çiftçimize aşağıdan yukarıdan birçok bilgiler veriyorlar. Ama o çiftçi gibi hissetmezsiniz, yenilik ve teknoloji geliştiremezsiniz. Biz bunu başardık" dedi.
GERÇEK ÇİFTÇİ SAYISI ORTAYA KONMALI
2004- 2012 yılıra arasında 12 bin köyü dolaşıp 368 bin kişi ile görüşerek sahip oldukları verilerin analizinde çiftçinin, çiftçiliğin tanımının eksikliğini gördüklerini ve bu doğrultuda çiftçinin tanımının yapılması gerektiğini gördüklerini ifade eden Yıldırım, "Ülkemizdeki çiftçi sayısı 3 milyon 150 olarak ifade ediliyor. Tarım Bakanlığı kayıtları ise bu sayıyı 2 milyon olarak belirtiyor.
Çiftçiliği meslek şeklinde yapanların bu kadar olmadığı öngörümüz var" diyerek İzmir Ticaret Borsası'nın Ege Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdiği çalışmanın kamuya açık sonuçlarını yorumladı. Yıldırım şunları söyledi, "Geçtiğimiz yıl İTB, EÜ ile çok güzel bir çalışmaya imza attı. Gerekli izni alarak çiftçilerin davranış özelliklerini analiz eden bu çalışma ortaya koyduk. Bu çalışmada çiftçinin yeniliklere yaklaşımını, Tarım 4.0 ve akıllı tarıma ne kadar adapte edebileceğimiz üzerine çalıştık. Benzer soruları İç Anadolu, Karadeniz ve Trakya'da belli sayıda çiftçiye yönelttik. İTB ve EÜ hocalarının ortaya koyduğu tabloya benzer görüntü çıktı. Mesela çiftçinin yüzde 66'sının tarım dışı geliri var. Sadece yüzde 1 çiftçilik yapıyorum diyor. Neden çiftçilik yapıyorsunuz sorusuna yüzde 49 oranında yanıt topraklarımız boş kalmasın oldu. Yüzde 17' si başka bir işim yok dedi. Yüzde 1. 5' kendi mesleğini ziraat mühendisliği vb yaparken bölgelere göre değişiklik göstersede yüzde 3- 6 oranında bir çiftçi iyi gelir elde ettiğini söyledi. Ancak kritik nokta yüzde 55'inin 'Çocuğuma çiftçi olmasını kesinlikle tavsiye etmem' yanıtı oldu. Bu şu demek, eğer önlem almazsak bugün 54- 55 yaş ortalamasına sahip çiftçinin kadim bilgisinin kaybedecek ve gelecek nesle aktarılmasını sağlayamayacağız."
BU TABLO TERSİNE ÇEVRİLMELİ
Yıldırım, çiftçiye saygı duyulmadığın, bir meslek olarak kabul edilmeyen çiftçilere köylerde kız verilmediğine dikkat çekerek, "Çiftçiye saygı duyulmuyor. Yılgınlık bıkkınlık sözkonusu. Bu yılgınlık ve bıkkınlığı çözmekte politika geliştiricilerin sorunu. Ama politika geliştiriciler yalnız kırsalda kalacak insanlar için politika geliştiriyorlar. 'Al şu parayı burada kal' anlaşıyı yanlış. Bu noktada TABİT olarak geliştirdiğimiz ve gerek çalıştaylarda gerekse davet edildiğimiz takdirde önümüzdeki günlerde gerçekleşecek Tarım Şurası'nda açıklayacağımız bir projemiz var. Tarıma dair geliştirilen bütün politikalar aşağı yukarı aynı. Ama bu bileşenler 4 noktada takılıyor. İlki siyasi erkin konumu. Siyasi erk, merkezi yönetim yapılsın dese de yerel siyasetin küçük hesaplarına kurban giden uygulamalar oluyor. Örneğin, çok güzel havza bazlı bir çalışma yapılıyor. Bir yerel siyasetçi bölgemizi havza modeline aldırdım diyor. Destekleme politikalarında tavizler koparmak bir diğeri. Kemikleşmiş ticari yapı yani aracılar konusu. Oysa aracıları kaldırırsanız domates yiyemezsiniz. Aracıların rehabilite, optimizasyonu sağlanmalı. Sosyolojik yapı bir diğer önemli husus. Üretim, satış için kooperatifleşme dediğimizde herkes tamam diyor. Çok doğru ama insanların kooperatifleşmeye karşı çekinceleri var" dedi.
ÖNLEM ALINMAZSA 3- 4 YIL SONRA DENİZ BİTECEK
Kooperatif ya da benzeri üst birliklerin profesyonel yönetime, profesyonel yöneticiye ihtiyacını vurgulayan Yıldırım, "Zira bakıyorsunuz bir süt kooperatif 200 ton süt alıyor. Nasıl değerlendirecek ne yapacak bilemiyor. Oysa onun bir tesis kurması, sütü işlemesi katma değere dönüştürmesi lazım. Bunun profesyonel yöneticiye, profesyonel kafalara ihtiyacı var. Çünkü, iyi örnek kişilerle kaim. Bizim sistemi oluşturmamız gerekiyor. Öte yandan tarımın bir diğer önemli konusu kayıtdışı.
Kayıtdışı ekonomi, tarımda çok hızlı bir biçimde devam ediyor. Gri alanda hareket cazip geliyor. Sayisi erken organize ettiği çok iyi politikalar aşağı inmeden bitiyor. Ama 3- 4 yıl sonra deniz bitecek" diye konuştu.
TARİHE NOT DÜŞELİM EN ZENGİNLER TARIMDAN ÇIKACAK
Yıldırım, evin kızı, gelininin sabah ve akşam o havyan sağımını yapmak zorunda olduğu bir sistemi değiştirecek başarıya Akıllı Köy'de imza attıklarını belirterek şunları söyledi, "Sabah akşam hayvan sağan, 25 yıldır köyünden başka yere gidemeyen kadın, kızını çiftçiye verir mi? Biz bonu akıllı tarımla çözdük. Kasaplar Köyü'nde herkes hayvanına ahılında bakıyor. Yemini veriyor. Süt toplama ünitemizde bir kişi sağım yapıyor. Hayvanların ayaklarında padometreler sayesinde herşey kayıt altında. Hayvan sabah ve akşam sağılıyor. Bu sayede köyde hayvan varlığında yüzde 65 artış oldu. Besici olmayanlar besiciliğe başladı. Ama bunu birgünde başarmadık. 15 ay uğraştık.Şimdi bir üst aşamadayız. Kooperatif kurun bu sistemi size devredeceğiz yoksa sağım ünitesini kapatacağız dedik. Aman kapatmayın kooperatif nasıl kurulacak bilmiyoruz, siz öne düşün dediler. Burada tarihe not düşelim. Tarım 5 yıl büyük paralar kazanacak. En zengin insanlar içinde tarım yapanlar gelecek. Çiftçilik çok özel bir meslek. Bu tarafa bakmak yerine kısa vadeli çözümlere yöneliyoruz. Bizim topyekün mücadele vermemiz, çiftçiyi de uzmanlaştırmamız lazım."