Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş'ın, et zamlarının önünü kesmek için ithalat yapılacağını açıklaması üzerine, hayvancılıkla ilgili kuruluşlar, "2010 yılında 3 milyar dolarlık et ithal edildi, fiyat gene de düşmedi" diyerek ithalatın etkisiz kaldığını dile getirdi.
Kıyma fiyatının 45 liraya dayanması vatandaşı isyan noktasına getirirken, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş' da fiyatları disipline etmek amacıyla et ithalatına başlanacağını açıkladı. Tarım ve hayvancılıkla ilgili kuruluşların başkanları ise ithalatın, fiyatları düşürmek bir yana artıracağını söyledi.
Türkiye, 2010 yılında 3 milyar dolarlık et ithal etti, rekabete ve maliyet baskısına dayanamayan küçük üreticiler iflasa sürüklendi, Koç-Ata çiftliği bile kapandı. Ette fiyat artışı yine de durmayınca, devlet ithalat defterini kapattı.
2015'in yaz aylarında et fiyatları yine anormal zamlanınca ekonomi bakanlığı, Avrupa Birliği anlaşması gereğince ithalata izin verdi ve ithalat et fiyatlarını kısa bir süre 1 TL ucuzlattı. Kurban Bayramı'nın ardından fiyatlar yeniden yükselmeye başladı ve her ay 1 lira artarak bugünkü seviyeye geldi.
'İthalatla fiyat düşmez'
Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, et fiyatları artınca 'ithal et lobisi'nin harekete geçtiğini belirterek, şunları söyledi:
"Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, et ithaline karşı olduklarını açıklamıştı. Bakanın sözleri ithalatçıları hayal kırıklığına uğratmıştı. Et ithal edilmeyeceği açıklanınca spekülatörler bu durumdan faydalanmak için fiyatı yukarı çekti. Bu ikili yapı adeta bir kısır döngü. Fiyatlar yükselince ithalat gündeme geliyor. İthalat başlayınca fiyatlar geçici olarak düştüğü için hayvanlar kesiliyor, küçük üretici iflasa sürükleniyor. Bunun sonucunda verilen teşvikler boşa gidiyor. Ve et fiyatları yeniden yükseliyor. Ancak bu kez insanlar yeniden yüksek fiyatla, bu kez ithal et yemek zorunda kalıyor."
'2010'da denenmişti'
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, et ithalatının hayvancılığı olumsuz etkileyeceğini belirterek, şunları söyledi:
"2010'da kırmızı et fiyatlarının çok yükselmesi gerekçe gösterilerek ithalat kapılarını açılmış, ilk olarak kasaplık canlı hayvan, daha sonra besilik hayvan, kurbanlık ve küçükbaş hayvan ithal edilmişti. Buna rağmen et fiyatında istenen oranda düşüş sağlanamayınca karkas et ithalatına da izin verilmişti. Bu kararı izleyen 3 yılda et ithalatına toplam 3 milyar dolar harcanmış, ithal edilen sübvansiyonlu etler nedeniyle rekabet imkanlarını kaybeden küçük üreticiler rekabet edemedikleri için iflasa sürüklenmişti. Zarar eden birçok işletme kapanmış veya el değiştirmişti.
Koç-Ata Çiftliği gibi büyük işletmeler de sektörden çekilmişti. Sorun yalnız burada kalmamış, maliyetlerin yükselmesinin esas nedeni olan yem fiyatlarındaki yükselme devam ettiği ve bugün olduğu gibi çiğ süt fiyatları da düştüğü için süt inekleri de kesime gönderilmişti. Sonunda, bu yolun çıkışının olmadığı görülerek et ithalatını fiilen durduracak önlemler alınmış ve hayvancılığa verilen teşviklerle hayvan ve kırmızı et üretimi yeniden artışa geçirilmişti.
'Hayvan varlığı artmalı'
Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (Et-Bir) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bılıkçı, yüksek et fiyatlarına tek çözümün ithalat yerine kasaplık hayvan varlığının artırılmasıyla sağlanabileceğini söyledi. Bılıkçı, şunları kaydetti:
"Biz sektör olarak besilik hayvan ithalatının devam etmesini istedik; çünkü, Türkiye'de ciddi bir açık var ve eğer siz piyasanın talebini karşılayamazsanız bunun sonucunda talep çok fazla olunca bu fiyatların yükselmesine sebep oluyor. Türkiye et ihtiyacını karşılayamayınca fiyatlar yükseliyor. Bakanlığın besilik hayvan ithalatını durdurması açığı büyüttü ve fiyat artışları hızlandı. Çözüm için, besilik hayvan yerine karkas et ithalatına karar verildi; ancak, biz bunun geçici çözüm olduğunu söylüyoruz. Et-Bir olarak, karkas et ithalatıyla Türkiye'nin bu önemli sorununun çözülebileceğini düşünmüyoruz. Gerçek çözümün, hayvan varlığı ve bağlı olarak et üretiminde kendi kendine yetebilen bir düzeye gelmekte olduğuna inanıyoruz."
Milliyet