Eskişehir Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından tarımsal üretime kazandırılan yeni çeşitler, düzenlenen toplantı ile tanıtıldı.
Fasulye, haşhaş, safran, çörek otu ve buğday ürünlerinde oluşturulan yeni çeşitler, tescil ettirilerek üreticilerin hizmetine sunuldu. Enstitü kampüsünde gerçekleşen tanıtımda, ürünlerin özellikleri anlatıldı. İlk olarak konuşan Enstitü Müdürü Dr. Sabri Çakır, yeni tescilli bitki çeşitleri ile çiftçinin ve sanayicinin istekleri doğrultusunda tarımsal üretime yeni halkaların eklendiğini belirtti. Dr. Çakır, enstitüde 1925 yılından 2013 yılına kadar yürütülen çeşit ıslahı çalışmaları sonucu tarla bitkileri türlerinde toplam 148 bitki çeşidinin tescil ettirildiğini de aktardı. Dr. Çakır ayrıca son 3 yılda tescil ettirilen 1 buğday, 2 kuru fasulye, 3 haşhaş, 1 safran, 1 çörekotu ve 1 taze fasulye çeşidiyle birlikte tescil ettirilerek üreticilerin hizmetine sunulan çeşit sayısının 157'ye çıkarıldığı bildirildi.
"ÇEŞİT, HASTALIKLARA DAHA FAZLA DAYANIKLI"
Geliştirdiği ve "Reis" ismini verdiği buğday çeşidi ile ilgili açıklamalarda bulunan Serin İklim Tahılları Birim Başkanı Savaş Belen, buğdayın Türkiye için çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade etti. Geliştirilen Reis çeşidinin kuraklığa ve kışa dayanıklı olduğunu açıklayan Belen, "Protein kalitesinde de artış oldu. Birinci sınıf ekmek kalitesini olan bir çeşidimiz. Hem birinci sınıf ekmeklik kalitesi olup, hem de kuraklığa dayanıklı olması en çarpıcı özelliği. Yüksek ve istikrarlı verimi de önemli özelliklerdendir. Hastalıkların genlerinin değişmesi üzerine yeni çeşitler geliştirmek mecburiyetinde kalıyoruz. Reis çeşidimiz de, özellikle hastalıklara dayanıklılık konusunda önemli bir çeşit. Reis çeşidinin 6 bölgede 2 yıl denenmesi sonucu, hakem kuruluşu tarafından verimler kurumumuza aktarıldı. En yüksek verimi Konya'da, 810 kilogram/dekar ile verdi" dedi.
"SAFRANI SAĞLIK İÇİN TÜKETİN"
Safranda "Karaarslan" çeşidini üreten Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Birim Başkanı İsmail Kara, Türkiye'de 1900'lü yıllardan itibaren safran üretimindeki düşüşe dikkat çekti. 2003 yılında safranın tekrardan tarıma kazandırılması için girişimlerin olduğunu anlatan Kara, "11 yıllık çalışmaların sonunda, elimizdeki materyallerden bir çeşit geliştirdik. Verimi mevcut popülasyonlardan daha yüksek olan çeşidimize "Karaarslan" ismini verdik. Safran hem süs bitkisi olabilecek kadar güzeldir, hem de altın kadar kıymetli bir baharattır. Safran soğanıyla çoğalan bir bitkidir. Dolayısıyla üretimdeki en kısıtlı soğandır. Tohum vermeyen bir bitkidir. Ülkemizde biz çalışmaya başladığımızda Safranbolu'nun 3 köyünde, 2 nine ile 1 dede yetiştiriyordu. Biz çalışmalarımızı yaparken aynı zamanda bitkinin yetiştirme tekniklerini de belirlemiş olduk. Bu konuda çalışmalar yaptık. İl müdürlükleri de katkıda bulundu. Bugün 30-40 dekar civarında Safran Türkiye'de mevcut. Tabi safranın soğanının ihracatının ve ithalatının da yasak olması, elimizdeki soğanların çoğalmasını beklemek zorundayız. Ağustos ayının sonunda soğanları ekiyoruz. Ekim ayında çiçek açıyor. Benim tavsiyem; sağlıklı yaşam için safran tüketmekte fayda var. Soğan kısıtlı olduğu için herkes 40-50 metre yerde safran üretse, hem 3-4 yıl içinde soğan çoğalmış olur, hem de kendi ihtiyacı kadar üretmiş olur" şeklinde konuştu.
"İHRAÇ EDECEK DURUMA GELECEĞİZ"
Başkan İsmail Kara, çörek otunda geliştirdiği "Çameli" çeşidi hakkında da bilgiler verdi. Çörek otu hakkında Hadis'i Şerif de bulunduğunu kaydeden Kara, "Çörek otunun Türkiye'deki tüketimi 4 bin ton. Mevcut üretimi 300 ton civarındaydı. Biz bu çalışmaya başlayıp, çeşidini tescil ettirdikten sonra bakanlığımız tescilli çeşitlerden üretim istiyor; dolayısıyla tescil ettirdikten sonraki zaman, tarımının da yaygın olduğu döneme denk geldi. Bugün sanıyorum, bu yıl ki üretimimiz bin ton civarında olacaktır. 5-6 yıl içerisinde çörek oyunda o 4 bin tonluk ihtiyacımızı karşıladıktan sonra, ihraç edecek duruma da geleceğiz. Çünkü şu anda baharat bitkileri arasında geleceği en parlak olan çörek otu. Çünkü hem tarımı kolay, hem de çörek otunun yağı yoğun olarak tüketiliyor" ifadelerine yer verdi.
"ÜRETİMDE YÜZDE 50'YE YAKIN AZALMA OLACAK"
Kuru fasulyeyi geliştirerek "Karaman-2016 ve Topçu" çeşitlerini ortaya çıkaran Yemeklik Tane Baklagiller Birim Başkanı Dr. Evren Atmaca, Türkiye'de baklagillerin önemli bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Baklagillerde üretim maliyetini en fazla etkileyen konunun hasat sorunu olduğunu açıklayan Dr. Atmaca, "Geliştirdiğimiz Topçu çeşidi, geniş alanlarda ekilebilmesi ve makineli tarıma elverişli olmasından dolayı üretim maliyetlerinde yüzde 50'ye yakın bir azalmaya neden olacaktır. Bunun dışında geliştirdiğimiz Karaman-2016 çeşidimiz, özellikle İç Anadolu'da kuru fasulye yetiştiren çiftçilerimizin yoğun olduğu yerlerde kuru tane tipinde ihtiyacın olduğunu belirlendi. Bu ihtiyaç ithalat ile gideriliyordu. Bu çeşit ile bu açık inşallah kapanacak" diye konuştu.
3 HAŞHAŞ ÇEŞİDİ BİRDEN GELİŞTİRDİ
Enstitü'de Yağlı Tohumlu Bitkiler Birimi'nde çalışan Ferda Çelikoğlu Koşar, 3 haşhaş çeşidi geliştirdi. Konuşmasında, haşhaşın Türkiye için stratejik bir önem taşıdığından söz eden Koşar, "Ülkemizde kontrollü olarak ekiliyor. Türkiye'de 11 ilde haşhaş ekimi gerçekleşmektedir. Haşhaş, hem tohumu hem de kapsülü için yetiştirilen önemli bir tıbbi bitkidir. Geliştirdiğimiz son 3 çeşit ise, hem çiftçinin kabul edebileceği verim düzeyine sahip, hem de tohum tüccarları tarafından kabul edilen renk özelliğine sahiptirler. Bu çeşitleri 2014 yılında çiftçimizin ve ülkemizin huzuruna sunduk" dedi.
"VERİM VE KALİTESİ GELİŞTİRİLDİ"
Bocuk fasulyeyi geliştiren ve "Pazaryeri Boncuğu" ismini veren Teknik Koordinatör Dr. Sali Fidan, çeşidi hakkında bilgiler vererek konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
"Pazaryeri boncuğu; Türkiye'de şu anda tescil edilen ve bulunan nadir boncuk fasulye, taze fasulye çeşitlerinin en sonuncusu diyebiliriz. Taze fasulye çeşitleri piyasada oldukça fazla. Hatta 20-25 civarında tescilli taze fasulye çeşidinin olduğunu göreceksiniz. Bunların içerisinde boncuk özelliğine sahip çeşit sayısı 2 yada 3'ü geçmiyor. Bilecik'in Pazaryeri ilçesinden alınan materyal geliştirildi. Verim ve kalite özellikleri daha iyi olacak şekilde geliştirilmiş oldu."
İHA