Ekmek halkımızın temel gıdası. O kadar ki dünyada kişi başına en fazla ekmek tüketilen ülkeyiz.
Ancak bir nimet olarak kabul ettiğimiz bu güzel gıdayı israf etmekte de üstümüze yok! Çok önem taşıyan israf konusunu bir başka yazıya bırakıp, bugün ekmek endüstrisinin nasıl geliştiğini gösteren örnek bir girişime yer vermek istiyorum. Doygun Ekmek Pazarlama Müdürü Burcu Özcan’a kulak verelim...
Burcu Özcan, “Kurucumuz Selçuk Berksan, 1997 yılında, henüz Türkiye’de bu konu gündemde bile değilken, tahıllı ekmeklerin sağlığa olumlu etkilerinin farkına vardı. Ve bunu bir sosyal sorumluluk projesi olarak gördü. Bir yıla yakın süren Ar-Ge çalışmalarından sonra 1999 yılında, Doygun markası altında, Türkiye’de ilk defa Katkısız Tam Buğday Ekmeği piyasaya sunuldu. Bu ekmeğin Türk halkının damak tadına uygun olarak üretildiğini de ayrıca belirtmek istiyorum. Selçuk Berksan yurtdışında yaygın olarak kullanılan ‘Whole Wheat’ terimine Türkçe karşılık ‘Tam Buğday’ terimini kullanarak bu kelimeyi literatüre kazandırdı ve tam buğday ekmeğinin isim babası oldu. İstanbul’da Esenyurt Kıraç’taki 18 bin 500 metrekarelik tesislerimiz Türkiye’nin en modern ekmek ve unlu mamul üretim tesislerinden biri... Bu tesislerde dünya standartlarında, el değmeden üretim yapıyoruz. Üretim ve ürünlerimiz ISS, Kontrollab, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ve Tarım Bakanlığı tarafından denetlenmekte” diyor.
Taş fırında pişiyor
Özcan, “Doygun Ekmek olarak şu an 100’den fazla ürün çeşidine sahibiz. Halen 2 bini aşkın satış noktası ile tüketiciye ulaşıyoruz. Bugüne kadar lezzetli, kaliteli, sağlıklı ve ambalajlı ekmek üretimi için yaptığımız Ar-Ge yatırımları 10 milyon doları geçmiş durumda. Her yıl en az üç ila dört yeni ürün hedefi ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca bildiğiniz gibi ekmekte kullanılan 17 katkı maddesi 1 Temmuz itibariyle yasaklanıyor. Doygun Ekmek olarak kurulduğumuz günden bu yana yani tam 14 yıldır Türkiye’deki ilk ve tek ambalajlı katkısız ekmekleri biz üretiyoruz. Kağıt ambalajlı tam buğday ve tam çavdar ekmeklerimizin içinde sadece un, tuz, su ve maya var. Geleneksel yöntemle hazırlanan bu ekmeklerimiz ayrıca tesisimizde bulunan taş fırında pişiyorlar. Herkesin deneyebilmesi için sağlık dostu bu ekmeklerimizin fiyatlarında da indirim yaptık” diye konuşuyor.
Ambalaj israfı önlüyor
Burcu Özcan’ın son değerlendirmesi ise şöyle: “Ülkemizde üretilen ekmeklerin çok önemli bir kısmını ambalajsız ekmekler oluşturuyor. Türk ekmek pazarının değeri ise 30,3 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Tabii halkımızın beyaz ekmeğe olan düşkünlüğü malum. Bu çerçevede 2011 yılı verilerine göre ülkemizdeki paketli ekmeğin yüzde 69’u beyaz ekmek, yüzde 22’si de tam tahıllı ekmek olarak tüketiliyor. Paketli ekmekler hijyenik olmanın yanında ürün içeriği, son kullanma tarihi, ağırlığı, üretici firması gibi önemli bilgilere de güvenilir bir şekilde ulaşmayı sağlıyor. Ekmek Tebliği’nde yasaklanmış durumda, ancak hâlâ açıkta satılan ekmek çok büyük bir oran oluşturuyor. Yeni Ekmek ve Un Tebliğleri ile buğdaydan daha fazla verim alınması hedefleniyor. Yani 100 kg buğdaydan 55 yerine 65 kilogram un elde edilmesi ülke ekonomisine de ciddi katkı sağlanması anlamına geliyor. Zamanla tam buğday ekmeği de böyle bir Tebliğe dâhil edilirse un yapılırken buğdayın neredeyse yüzde yüzü kullanılabilir. Çünkü tam buğday ekmeği için 100 kilogram buğdaydan 98 kilogram un elde ediliyor. Doygun Ekmek zaten bu alanda büyük iddia taşıyan bir marka. Fakat ulusal ekonomi bu gelişmeden büyük kazanç elde edebilir. Biz bu gerçeğin altını özellikle çizmek istiyoruz. Diğer yandan ülkemizde Ar-Ge çalışmaları yapan ve sektöre yeni ekmek çeşitleri kazandıran firmaların desteklenmesi sektörün kalitesini artıracak bir başka adım görülmeli. Örneğin ekmeğe üzüm, fındık, ceviz gibi ürünler katıldığında KDV oranı yükseliyor. Bu durum üretici için caydırıcı bir faktör olabiliyor. Uygun düzenlemeler yapılırsa hem ekmeğin lezzeti ve besleyiciliği hem de yerli ürünlerimizin tüketimi artar.”