Weiss, çiftliğinin 150 dönümlük arazisinde meyve ve sebze yetiştiriyor. Çiftlikten elde edilen ürünler hastalıkların doğru beslenmeyle tedavi edilmesinde kullanılıyor. Ünlü doktorun dediğine göre bitkiler hastalıkla mücadelede ilaç ve ameliyattan çok daha güçlü araçlar. Ancak büyük ilaç şirketlerinin zorlamasıyla sentetik kimyasallardan yapılan ilaçlar aşırı tüketiliyor ve toplum ilaç bağımlısı haline gelmiş durumda. Benzer şekilde, tükettiğimiz gıdalar işlemden geçirildikleri ve çeşitli kimyasallarla korundukları için hastalık ve rahatsızlıklardaki artışa katkıları var.

Weiss bu soruna bir çözüm üretmek amacıyla bu çiftliği kurmuş. Hipokrat'ın "ilacınız besininiz, besininiz ilacınız" olsun lafını şiar edindiğini ifade ediyor. Ona göre vücudu tekrar dengeye getirmek için doğru beslenmek - sebze, tahıl, meyve, yemiş ve kökleri kastediyor - en önemli şey. Şöyle diyor:

Düşüp de bileğinizi kırarsanız elbette birisini bunu tedavi etmesi gerekir, ben bunu kastetmiyorum. Ben kalp krizi, felç, inme, kanser gibi kronik hastalıkların önlenmesini ve tedavisini kastediyorum.

Weiss'in tanıttığı bu yöntem ile toplumun ilaç bağımlılığını kontrol altına almak ve gereksiz ameliyatları önlemek mümkün.

Kendisine muayene olmaya gelen tekerlekli sandalyeli, kalp yetmezliği olan 90 yaşındaki bir hastasıyla inanılmaz bir hikayesi var:

Ona şöyle dedim: 'Acili arayıp seni hemen hastaneye gönderebilirim ya da seni tatlı patates ve lahanayla besleyebilirim.' Kızının da yardımıyla benim yöntemimi seçti. Şimdi artık şeker hastası değil ve kronik kalp sorunu da ortadan kalktı. Kendi kendine yemek yapabiliyor, dikiş dikiyor ve dolaşabiliyor. Bu çok kolay oldu demiyorum ama fırsatı değerlendirdi.

Anlattığına göre bu hastaya tahıllar, buharda pişirilmiş yeşil sebzeler, meyve ve sudan oluşan katı bir diyet vermiş. Kızı elde ettikleri sonucu bir mucize olarak nitelendiriyor; sadece iki hafta sonra tansiyon ilaçlarını bırakmış. Sonra da iki kızı aynı diyetle diyabet riskinden kurtulmuş ve 20'şer kilo vermişler.

Halihazırda 90 aile çiftliğe katılmış. Bu aileler bunun için bir üyelik ücreti ödüyorlar, ayrıca boş zamanlarında da çiftlik işleriyle uğraşıyorlar. Bu uğraşı onlar için hem bir egzersiz oluyor, hem de sürecin bir parçası oldukları için sağlıklı beslenmeye karşı daha istekli hale geliyorlar.

İnsanların çaresizliklerinden ya da bilgisizliklerinden yararlanan bir takım kötü niyetli kişilere dikkat etmek gerekli olsa da; önleyici ve tedavi edici bir beslenme tarzını dünyada ve ülkemizde daha çok tanıtacak ve bu doğrultuda ilerletecek uzmanlara ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz.