DEDELERİNDEN KALAN 100 YILLIK TOHUMLARI TAKAS ETTİLER

Bursa'nın Nilüfer Belediyesi tarafından her sene geleneksel olarak yapılan tohum takas şenliğinin ikincisi Nilüfer Kent Pazarında yapıldı.

Şenlikte 100 yıllık yerli tohumlar takas yapılarak el değiştirdi. Eskişehir ile Bilecik'ten de organik tarım yapan çok sayıda çiftçinin katıldığı takas şenliğinde GDO'lu gıda tüketmek istemediklerini belirten bir grup ilköğretim öğrencisi, dedelerinden kalan 100 yıllık tohumları takas etmek için pazara getirdi.

Bursa İkinci Tohum Takas Şenliği Nilüfer Kapalı Semt Pazarında gerçekleştirildi. Takas şenliğinde yerli tohumun önemi bir kez daha vurgulanırken, Hibrit tohumlar yüzünden gelecekte sağlık alanında çözülemeyecek bir çok problemle karşılaşılabileceğine dikkat çekildi.

"ANADOLU COĞRAFYAMIZDAKİ TOHUMLARA SAHİP ÇIKMAK GIDA GÜVENLİĞİMİZ İÇİN SON DERECE ÖNEMLİ"

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, geleneksel olarak yapılan tohum takas şenliğinin sağlıklı nesiller için büyük önem taşıdığını belirterek, "Yapılan bilimsel araştırmalar kanıtlamıştır ki bu tohumlardan elde edilen ürünlerin besin değerleri endüstriyel tohumlardan çok daha fazladır" dedi. Bozbey ayrıca, bugün petrol için çıkarılan savaşların yakın gelecekte kısıtlı su kaynakları ve gıda için çıkarılacağına inandığını belirtti. Yerli tohumlara özellikle de Anadolu coğrafyasındaki yerel tohumlara sahip çıkmanın gıda egemenliğinin korunması ve gıda güvenliğinin sağlanması açısından son derece önemli olduğuna dikkat çeken Bozbey, "Farklı türde 13 bin biyolojik çeşitliliği olan bitkiye sahip bir ülkeyiz. Bunların 3 bini sadece Anadolu'da bulunan endemik bitkiler. Bu nedenle bu tohumların korunması, saklanması ve takas edilmesini çok önemsiyoruz" dedi.

"86 YILDIR YEDİĞİMİZ BAZI GIDALARIN YÜZDE 50'SİNDE VİTAMİN VE MİNERAL EKSİKLİĞİ VAR"

Takas şenliği öncesinde konuşan Bursa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Nafiz Kaya ise "Melez ve Hibrit tohumlar gibi teknolojisine sahip olamadığımız bir çok tohum yüzünden gelecekte sağlığımızla ilgili çözemeyeceğimiz bir çok problemle karşılaşmamız mümkün" dedi. GDO'lu tohumların karma olarak ekildiği için yerli tohumları da kirlettiğini belirten Kaya, "Maalesef teknoloji üretemiyoruz. Teknolojilerin de esiri oluyoruz. Diğer taraftan bu ürünlerle ilgili olarak da 1930'lu yıllardan günümüze kadar üretilen bazı ürünlerde yapılan araştırmalarda bu gıdaların yüzde 30 ile yüzde 50'si arasında vitamin ve mineral eksikliğinin yaşandığını görmekteyiz" dedi. Organik olarak üretilen yerli tohumların da ülke olarak saklanamadığını belirten Kaya, "Bizim yerli tohumlarımız Hibrit ve GDO'lu tohumlarla birlikte karma olarak ekildiğinden ülkemize ait tohumlarında tozlaşma yoluyla kirlendiğini hatırlatmak isterim" diye konuştu.

SINIF OLARAK GDO'YA SAVAŞ AÇTILAR

Öte yandan, Nilüfer ilçesi Akçalar Mahallesi'nde öğrenim gören bir grup ilköğretim öğrencisi, GDO'lu gıda tüketmek istemedikleri için dedelerinden kalan tohumları toplayıp pazara getirdi. Okul olarak kış karpuzundan beyaz kavuna kadar 15 farklı tohum topladıklarını belirten rehber öğretmen İlhami Karakaya, "Bu tohumun kaybolmasını nesli tükenen bir hayvan gibi düşünüyorum. Tohum yok olduğu zaman dünyada bir benzeri daha yok. Bu da döngüyü bozuyor. Kanser ilaçları yapan büyük firmalara baktığımızda hep tohumculukla uğraşıyorlar. Aslında günümüzde çoğalan kanser hastalığıyla bu hibrit tohumları ilişkilendirmek mümkün diye düşünüyorum" dedi. Öte yandan büyük dedesinden kalan ve 3 kuşaktır ürettikleri 200 yıllık tophane patlıcanıyla Osmanlı domatesi fidesini takasa getiren 60 yaşındaki Sultan Kuru, "Yaptığımız masrafı karşılayamıyoruz. İşçilik çok, karşılığını alamıyoruz. Tek kazancımız temiz hava, bol gıda" dedi. 15 senedir organik tarım yaptığını belirten lisanslı çiftçi 40 yaşındaki Emel Özkan ise organik tarımın çok zor olduğunu, ilaç kullanmadıkları için toprağı sürekli çapalamak zorunda kaldıklarını, tamamen hayvan gübresi kullandıklarını anlattı.

Öte yandan eşi ile birlikte organik ürünlerin satıldığı pazarda alışveriş yapan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'e pazar filesine koyduğu küre şeklinde dünya haritasını veren Demet Erdinç, "Maalesef bu tohumları koruyacak bir dünya kalmadı. Dünyanın çivisi çıktı, biran önce dünyamızın yaralarını sarmalıyız" dedi.

İHA
  • Site Yorumlarý
  • Facebook Yorumlarý Facebook Yorumlarý
Yeni yorum yaz
Henüz bir yorum yazýlmadý. Ýlk yazan siz olabilirsiniz.