Dün Tülin Akın'la tanıştım. Tülin çiftçilerin pazar ve hava durumunu takip edebilmeleri ve ürün randımanlarını arttırabilmeleri için yeni bir kredi kartı ve bilgi sistemi geliştirdi.
Amerikalı şehir çocukları nesillerden beri doğa ve hayvanlar söz konusu olduğunda en iyisini çiftçilerin bildiğini düşünürler. Bu bir zamanlar doğru olsa bile günümüzde geçerliliğini kaybetmiş durumda.Bugün İstanbul’un Beşiktaş semtinde, bunu uzun zaman önce fark etmiş olan birisiyle tanıştım. Tülin bu alanda yaptığı çalışmalar sayesinde Türkiye’nin model sosyal girişimcilerinden birisi olmuş. Fakat her şeyin bir sırası var. Önce sizi Tarımsal Pazarlama’nın kurucusu Tülin Akın’la tanıştırayım:
Her şey 2004’te Tülin pazarlama ve tarım bölümünde okurken başladı. “Neden” diye sordum. Tülin’in çevirmeni “Her Türk çocuğunun dedesi çiftçi” diye cevap verdi. Ben ne demek istediğini anlamaya çalışırken Tülin diğer konuya geçmişti bile. Kendi kendime bunun sembolik bir analiz olduğunu düşündüm.
Tülin çalışmalarını finanse edebilmek için bir online pazarlama şirketinde sekreter olarak çalışmış. Ne şans...Hatta şanstan fazlası :İlham verici! Çalışmaları sayesinde hangi endüstri dalının ne gibi eksiklikleri olduğunu kısa sürede öğrenmiş. Online pazarlamadan çok online eğitime ihtiyaçları olduğunu keşfetmiş.
Çiftçilerin pazar fiyatları veya hava tahminleri hakkında bilgisi yok
Benim naif tahminlerimin tersine, pek çok çiftçi göreceli olarak güncel piyasa fiyatları, hava tahminleri, yeni ödenek programları veya yenilikçi tarım teknikleri hakkında pek fazla bilgiye sahip değil. Özellikle de ücra yerlerde yaşayanlar... Örneğin İstanbul’dan yaklaşık 2.000 km uzaktaki Doğu Anadolu! Tülin özellikle bu bölgelerde yaşayan çiftçilerin problemlerini çözmek istiyor.
2004 yılında bu konu üzerinde çalışacak programcı bulmak kolay olmadığı için Tülin Türkiye’de kurmak istediği en büyük çiftçi bilgi ağı hakkındaki haberleri yaymak için Yahoo Kullanıcı Grupları’na bir mail yazdı. Bir ürün geliştirici Tülin’le irtibata geçti. Tülin iyimser bakış açısıyla bunun iyi bir gelişme olduğunu düşündü ve girişimciyle birlikte işe başladı. Öte yandan fikrine yapılan geri bildirimler çok zayıf kalmış; ne hükümet ne de Çiftçiler Birliği projeye ilgi göstermişti. “Aslında bu durum hala değişmedi” diyor.
İlk yıllarda, çiftçi köyleri tekrar tekrar ziyaret ederek çiftçilere bilgi platformunun “internet” üzerinden nasıl çalışacağını gösterdi. Kullanıcılar bu fikre mesafeliydi. Tülin çiftçiler için kredi kartı fikrinin aklına tam olarak ne zaman geldiğinden hala emin olmasa da bir şekilde bir bankayı sadece çiftçilerin kullanacağı bir kredi kartı çıkarması için ikna etmeyi başardı.
Çiftçiler kredi kartlarıyla yeni tohum alabiliyorlar
O zamana kadar çiftçiler düzenli bir aylık gelirleri olmadığı için kredi kartı almakta zorluk çekiyorlar ve başkalarından borç alıyorlardı. Tülin’in çevirmeni “esaret” kelimesini mırıldanıyor.
Yeni fikrin temel prensibi: “Her gün öde-hasat zamanında geri öde”. Çiftçiler kredi kartlarıyla yeni tohum ve gübre almaya başladılar. Çok sayıda çiftçiyi müşterisi yapan banka Tülin’in çiftçilik dünyasına girmesine vesile oldu.
Bir süre sonra Tülin yine tatmin olmamaya başladı. Kullanıcı sayısı 20.000 civarında takılı kaldı. Üç yıl süren yoğun çalışmanın sonucu bu mu olacaktı? Anadolu vilayetlerine yaptığı ziyaretlerde pek çok çiftçinin cep telefonu kullandığını gördü. Web sitesindeki bilgilendirme videosundaki çoban “Sadece koyunlarım, iki köpeğim ve bir cep telefonum var” diyor. (Eğer ona inanmasaydık betterplace Lab’in (daha iyi yer laboratuarının) dijital iyimserleri olmazdık!)
Yeni bir şirketle işbirliği yapabilmek arayışı içinde Türkiye’deki üç büyük mobil sağlayıcının kapısını aşındırdı. Birincisi: “Hayır ilgilenmiyoruz!” dedi. İkincisi: “Hayır, bütün çiftçiler zaten bizim müşterimiz” dedi. Sonunda üçüncü mobil sağlayıcının yeni CEO’su ile randevu ayarladı.
Vodafone Çiftçiler Kulübü: Çiftçiler için özel tarife doğuyor
Bir kere daha Tülin doğru zamanda, doğru yerdeydi. CEO daha önce tarım alanında da faaliyet gösteren bir firmada çalışmıştı. Böylece “Vodafone Çiftçiler Kulübü” doğdu. Çiftçilerin pazar fiyatları, hava durumu, zararlı böcekler ve hastalıklar hakkında SMS yoluyla sürekli bilgi alabilecekleri,sadece çiftçilere özel bir tarife ortaya çıktı.
“Katma değer hizmeti” tarifi bu kadar yerinde kullanılamazdı. Çiftçiler son derece heyecanlıydı. Bazıları verimin üç katına çıktığını, bazıları ise fakirlikten kurtulduklarını söylüyordu.
Vodafone bu hizmeti dünyaya duyuruyor, reklam kamyonlarıyla caddelerde dolaşarak bu yeni tarifenin reklamını yapıyor. Tabii ki bu Vodafone için öncelikli olarak sosyal bir program değil. Vodafone’un devasa kamyonları öncelikli olarak büyük hedef pazarlara gidiyor. Fakat Tülin ve mobil sağlayıcı şirket birbirlerini çok iyi bir şekilde tamamlıyorlar.
Gelişme burada sona ermiyor: Çiftçiler çok geçmeden Tülin’e ve ekibine mesaj atıyorlar: “Bir ton domatesim var. Kime satabilirim?” Reklamlar, Tarımsal Pazarlama’da yayınlanıyor ve böylece sanal bir tarımsal ürün pazarı ortaya çıkıyor. Katma değer içerikli yazılı mesajların yollanmasının yanı sıra, bu reklam yeri Tülin’in ikinci önemli temel iş modeli oluyor. Sonuç olarak Tülin sadece sosyal bir girişimci değil, aynı zamanda bir iş kadını. Şu anda 23 çalışanı var.
Tülin yavaş yavaş yeni iş ortaklıkları denedi. Bazıları kazançlı oldu bazıları ise Tülin’in işbirliği yaptığı firmalardan biri olan ve çiftçiler için özel bilgisayar, donanım ve yazılım geliştiren Intel örneğinde olduğu gibi kazançlı olmadı. Bu cihazlara Farmville yüklenmemişti ancak görünen o ki aletlerin başarısız olmasının sebebi bu değildi.
Çok sayıda çiftçi İranlı tedarikçilerle online görüşme yapıyor
Her şeyin bir anda mobil hale gelmesiyle, her zamanki gibi işin peşini bırakmayan Tülin Intelle birlikte bir tablet geliştirdi. Bu sayede özellikle Güney doğu Anadolu’da ki çiftçiler hareket halindeyken online olabilme ve daha uygun fiyata mal alabilecekleri İranlı tedarikçilerle daha düşük bağlantı maliyetiyle online iletişim kurabilme imkanına sahip oldular.
Şimdi bu yenilikçi yapılanmaya son bir kere daha bakalım. Tarımsal Pazarlamanın özgün ürün ve hizmetleri şu şekilde çalışmaktadır:
- Çiftçi kredi kartı sayesinde çiftçilerin cebinde yeni tohum ve gübreler için her daim kredi oluyor. Aylık geri ödeme yapmak yerine, yıllık veya mevsimsel geri ödeme yapmayı tercih ediyorlar.
- Katma değer mesajlar sayesinde pazar fiyatları hakkındaki haberler en ücra köylere bile kesintisiz olarak ulaşıyor.
- Kendi web sitelerinde tarım ürünleri alınıp satılabiliyor. Bunun haricinde, sitede ekim metotları, zararlı böcek kontrolü ve ödenek programları konu başlıkları altında detaylı bilgiler bulunuyor.
- Çiftçiler için özel olarak yapılan bilgisayar ve tabletler hiçbir zaman kapsama alanı dışında kalmıyor.
- Günümüzde Tarımsal Pazarlama Türkiye’deki 1,4 milyon çiftçiye düzenli olarak SMS ile ulaşabiliyor. Web sitesi hasat zamanında günde 30.000 çiftçiye hizmet veriyor. Biz buna fark yaratmak diyoruz.Sizce de öyle değil mi? Dünyanın en büyük sosyal girişimci ağı olan Ashoka üyeliğinin yanı sıra Tülin Sosyal Girişimcilik ödüllerini arka arkaya alıyor.
- Tülin övgüyle anlatıyor: “Çiftçiler Birliği şimdi buna benzer bir şey yapmak istiyor” ve gülüyor. Tülin her zamanki gibi ileriyi düşünüyor: Çiftçilikle geçinen köyler “akıllı köylere” dönüştürülmeli. Her şey bir iletişim ağıyla birleştirilmeli. Su tahliye sistemleri hava istasyonlarıyla, soğuk hava depoları güneş panelleriyle, ve eğer Tülin’in bu işlerle bir ilgisi varsa, muhtemelen büyük patatesler de küçük patateslerle aynı bilgi ve iletişim ağı içinde yer almalı.