TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TZOB Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında son günlerde yaşanan don olaylarının etkilerini, kırmızı et fiyatlarını, gübre ve yemde KDV indiriminin üreticiye yansımasını değerlendirdi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bayraktar, "Don olaylarından dolayı enflasyon çift hanelere çıkabilir mi?" sorusuna "Bütün bu doğa şartları üretimi olumsuz etkiliyor. Üretici fiyatlarını çok yüksek olmadığını görüyoruz, tüketici fiyatlarının çok yüksek olduğunu görüyoruz. Bu gibi durumlarda spekülasyonlara izin vermemek aradaki makası kapatıcı tedbirler almak, yani üretici ile tüketici arasındaki mekanizmaları iyi işletemiyoruz, bütün problem bu. Bunu işlettiğimiz takdirde ben çok sorun olacağı kanaatinde değilim. Hava koşulları düzeldikçe bu fiyatlar hem üretici seviyesinde hem de tüketici seviyesinde biraz daha makul seviyeye geleceği kanaatindeyim" cevabını verdi.

"Rusya'nın ambargo uygulamasından sonra narenciyede fiyat azalması beklenirken aksine fiyatların artmasının sebebi nedir?" sorusu üzerine ise Bayraktar, don tehdidinin buna sebep olduğunu söyledi. Turunçgillerde, dallarda olan ürünlerde don tehdidinin olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Don bu ürünlere zarar verdi. Narenciye de hava sıcaklığından dolayı üretim artmıştı fakat hasat tamamlanmadı. Dalda olan bazı ürünler dondu. Dolayısıyla bu arzı bir miktar yavaşlattı. Rusya krizinin büyük bir ihtimalle mart ve nisan aylarında etkisini göstereceğini tahmin ediyorum" şeklinde konuştu.

"MARKETTE 6 LİRA OLAN SALATALIĞIN SERA ÇIKIŞ FİYATI 2 LİRA"

Ocak ayından bu yana hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin altında olduğuna değinen Bayraktar, üretimin olumsuz etkilendiğini ve fiyatları yukarı çektiğini belirtti. Bazı ürünlerin fiyat artışının iklim şartlarından kaynaklanmadığını vurgulayan Bayraktar, "Üretici fiyat artışlarından ziyade üretici ile market fiyatları arasındaki farklardan kaynaklanmaktadır. Marketlerde fiyatı en fazla artan ürünler içinde bulunan mandalinanın bahçedeki fiyatı 1 lira 25 kuruşken, markette 3 lira 18 kuruşa, kuru soğanın üreticideki fiyatı 1 lira 55 kuruşken, 2 lira 84 kuruşa kadar çıkmaktadır. Markette 6 lira fiyatla tüketiciye sunulan salatalığın sera çıkış fiyatı 2 lira. Aradaki bu farkı, hiçbir gerekçe makul gösteremez" ifadelerini kullandı.

Meyve ağaçlarındaki don riskinin devlet destekli olduğunu hatırlatan Bayraktar, üreticileri don riskine karşı sigorta yapmaları yönünde uyardı.

"ÜRETİCİDEN MARKETE KUZU ETİ FİYATI YÜZDE 71,38, DANA ETİ FİYATI YÜZDE 62,17 ARTMAKTADIR"

Sebze ve meyvedeki durumun kırmızı et fiyatlarında da karşılarına çıktığını söyleyen Bayraktar, "Ocak ayında üreticide kilogramı 26 lira 25 kuruş olan kuzu eti, markette 44 lira 99 kuruşa, 24 lira 76 kuruş olan dana eti, markette 40 lira 15 kuruşa satılmaktadır. Görüldüğü gibi üreticiden markete kuzu eti fiyatı yüzde 71,38, dana eti fiyatı yüzde 62,17 artmaktadır" diye konuştu.

"TARIM KESİMİNE VERİLEN DESTEKLER YETERLİ VE DENGELİ DAĞILMIYOR"

Bayraktar, tarım kesimine verilen desteklerin yeterli olmadığını ve dengeli dağılmadığını savundu. Tarımsal destek bütçesinden çiftçilerin yüzde 71,2'lik kısmının 2 bin liranın, yüzde 52,8'lik kısmının ise bin liranın altında destek aldığını kaydeden Bayraktar şunları söyledi:

"Desteklerin yüzde 46'sını çiftçilerin sadece yüzde 5'i alırken, yüzde 95'lik kitleye desteklerin yüzde 54'ü kalmaktadır. Destekleme modeli yeniden ele alınmalı, üretimin sürdürülebilirliğinin sağlanması için küçük aile işletmelerine desteklerden daha fazla pay verilmelidir."

"BÜYÜK BİR YABANCI ALICI TEKEL OLMAYA ÇALIŞIYOR"

Fındık fiyatının 14 lira 80 kuruştan 10 liraya gerilediğini belirten Bayraktar, fındık fiyatının düşüş sebebinin piyasa şartlarından kaynaklanmadığını savundu. Fındık fiyatındaki düşüşün haksız müdahalelerden kaynaklandığını vurgulayan Bayraktar şunları kaydetti:

"Büyük bir yabancı alıcı, yerli ortakları vasıtasıyla tekel olmaya çalışıyor. Bir, iki firmanın tekelleşerek milyonların ekmeği ve kaderiyle oynamasına hiçbir şekilde izin verilmemelidir. Bunu engelleyemezsek bu durum bizim de devletimizin de ayıbı olur. Ancak, bunu başaramayacaklarını, üreticiler olarak emeğimizin ve ekmeğimizin arkasında her zaman dimdik duracağımızı özellikle vurgulamak istiyorum. Hiç kimse yüz binlerce ailenin ekmeğine göz dikmesin, haksız kazancın peşinde olmasın."