Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, 1991 yılından itibaren tekstil sektörüne ham madde sağlamak için pamuk ithal ediyoruz. Artık bunu sonlandırmamız gerekiyor, çünkü potansiyelimiz var. Bilinçli, planlı pamuk üretimimiz ile kendi ihtiyacımızı karşılayabildiğimiz gibi dışarıya satım da yapabiliriz dedi.
Milli Tarım, Milli Pamuk sloganıyla düzenlenen 4. Ulusal Pamuk Zirvesi, İzmir Ticaret Borsası, Kahramanmaraş Ticaret Borsası, Söke Ticaret Borsası, Çukobirlik, Ege İhracatçılar Birliği, John Deere, Progen, ve Tekstil İşverenleri Sendikası sponsorluğunda İzmir Kaya Termal Otel'de gerçekleştirildi. Türkiye pamuk sektörünün üretici, tüccar, sanayici kesimlerinin katıldığı zirveye Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Danış da katıldı. Sektördeki gelişmelerin değerlendirilip, sorunların tartışılarak çözüm önerilerinin geliştirildiği zirvenin sonunda sonuçlar bir bildiriyle kamuoyuna açıklanacak.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, zor ve bir o kadar da güzel ve verimli bir coğrafyada yaşandığını belirterek, "Bin yıldır vatan tuttuğumuz bu toprakları, dün olduğu gibi bugün de bize çok görenler var. Ülkemizde etrafımızda olanları bu pencerede görmek gerekiyor. Ülkemiz üzerinde kirli hesap yapanlar bilmeli ki Türkiye her alanda büyümeye ve kalkınmaya devam edecektir. Tabi ki tarımda da büyümeye devam edecektir" dedi.
Dünya nüfusunun hızla arttığını ve gıdanın temel kaynağının toprak olduğunu dile getiren Daniş, üzerinde tarım yapılan her karış toprağın milli servet olduğunu ve geleceği tehlikeye atmamak için toprağı korumak gerektiğini kaydetti.
"Pamuk ithalatını sonlandırmamız gerekiyor"
Türkiye'de ekim alanlarının 2002 yılında 720 bin hektarken, 2015'de 434 bin hektara düştüğünü kaydeden Mehmet Daniş, "Ekim alanları neredeyse yarı yarıya azalmıştır ancak bizi biraz olsun teselli eden ise pamuk üretimindeki verim artışıdır. 2002 yılında ülkemizde 353 kilo hektardan verim alınırken, 2014 yılında bu rakam 503 kilograma kadar yükselmiştir. Bu rakamlar sevindiricidir. Bunların yanı sıra pamukta kalite artışı ve hasatta makineli hasada geçilmesi de son derece önemlidir. 2005 yılında 2 milyon ton kültür pamuk hasadı gerçekleşmiştir. Üretim ise 738 milyon ton. Aynı yıl pamuk ithalatı 816 bin ton, ihracatımız ise 111 bin ton üzerinde gerçekleşmiştir. 1991 yılından itibaren tekstil sektörüne ham madde sağlamak için pamuk ithal ediyoruz. Artık bunu sonlandırmamız gerekiyor, çünkü potansiyelimiz var. Bilinçli, planlı pamuk üretimimiz ile kendi ihtiyacımızı karşılayabildiğimiz gibi dışarıya satım da yapabiliriz" dedi.
"Bilinçli üretim yapılmaması üreticiyi küstürdü"
Bilinçli üretim yapılmamasının üretici küstürdüğünü belirten Daniş, "Bilinçli ve planlı pamuk üretememe sorunu maalesef son yıllarda pamuk üreticisini de küstürmüştür. Üreticiler tercihi daha çok mısırdan yana kullanmaya başlamışlardır. Milli tarım projesiyle bu sorunu kısa sürede aşacağımızı ümit ediyoruz. Kimse kafasına göre ekim yapamayacak, havzasına göre ekim yapacak ve desteğini alacak. Böylece hem ülkemiz hem üretici kazanacak" ifadelerini kullandı.
2023 tarımsal üretimde 150 milyar doları aşmayı hedeflediklerini hatırlatan Daniş, bu hedef doğrultusunda milli tarım projesini açıklayarak, havza bazlı modele geçtiklerini vurguladı.
Ulusal Konsey'in bakanlıktan ricalarını sıraladı
Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu ve İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı Barış Kocagöz, stratejik öneme sahip pamuk üretimde Türkiye'nin dünya verim sıralamasında ikinci olduğunu dile getirdi.
Hükümetin ulusal pamuk üretimi adına hızla olumlu adımlar attığına dikkat çeken Kocagöz, şunları söyledi:
"Uzun yıllardır özlediğimiz doğru adımların atılmaya başlandığını görmek inanın bizleri çok mutlu ediyor. Zaten üretici bu anlamda derhal doğru tepkiyi gösterdi, ekim alanlarımız geçen yıl artma eğilimine girdi ve bu sezon daha da artacak. Eğer niyet edilen bu doğru adımların uygulama detayları da doğru kurgulanırsa iki yıl içinde, başından beri konseyimizin kritik hedef olarak önerdiği 1 milyon tona ulaşmamız çok yakın. Yeni uygulamaya girecek milli tarım destekleme modeli ve havza modeli bizi çok umutlandırıyor. Özellikle, destekleme politikasının 3 yıl için belirlenecek olması Türk tarımı için gerçekten bir devrim. Yıllarca yaşadığımız olumsuzlukları bu yeni uygulama ile geride bırakma şansını yakaladığımızı düşünüyorum. Ancak konsey olarak sizden ricamız dekara ve alan bazlı verilecek desteklemelerin müracaat dosyalarının sadece alan bilgileri ile değil, mutlaka üretim evrakları ile de zenginleştirilmesidir. Bunun nedeni, çok önceki yıllarda bu uygulamada yaşanan suiistimallerdir. Ödenecek toplam plasmanın tümünün gerçek üretime gitmesi bizim için çok önemli. Ayrıca yine büyük ricamız pamuğa verilen ve 75 krş. olan son destekleme gelirinin ülke verim ortalaması dahilinde ve hiç olmazsa enflasyon oranında korunarak ve arttırılarak yeni dekar başı destek gelirinin hesaplanmasıdır. Ayrıca pazarlama konusunda çok büyük adım olarak gördüğümüz, lisanslı depoculukta ton başına 7 TL olarak yapılan depo kiralama desteğinin arttırılmasını diliyoruz."
İHA