Pakdemirli, Orman Genel Müdürlüğünde düzenlenen Tarım Orman Şurası Eylem Planı Tanıtım Toplantısı'na katılarak, 18-21 Kasım 2019'da gerçekleştirilen şurada alınan tavsiye kararlarının hayata geçirilmesine ilişkin eylem planlarını açıkladı.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tohumdan sofraya dijital değer zincirine ilişkin bir bilgisayar ve yazılım sistemi kurarak, üretim ve tüketimde her adımı takip edeceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sonuçlarını açıkladığı şura kapsamında 38 eylem planı belirlendiğini hatırlatan Pakdemirli, "Bunların alt eylemi olarak da 333 eylem bulunuyor. Bazı eylemler 2023 yılı sonrasında tamamlanacak. Bu yıl 38 eylemin tamamına başlıyoruz ancak bazıları 2021, 2022 ve 2023 yıllarında bitecek. Bu yıl 16 eylemi bitirmeyi hedefliyoruz. 2021'de 8, 2022'de 11, 2023'te ise 3 eylemin hayata geçirilmesi planlanıyor." dedi.
"Çiftçi bir yıl önceden ne üreteceğini bilecek"
Bu yıl tamamlanacak eylemlere ilişkin bilgi veren Pakdemirli, "Tohumdan sofraya dijital değer zincirine ilişkin bir bilgisayar ve yazılım sistemi kuracağız, üretim ve tüketimde her adımı takip edeceğiz." diye konuştu.
Pakdemirli, sözleşmeli üretim ve alternatif destekleme modelinin oluşturulması ve uygulanmasını sağlayacaklarını ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu sistemle çiftçi 1 yıl önceden ne üreteceğini bilecek. Sözleşmeli üretim desteklenecek ve destekler daha etkin kullanılacak. Birim alanda daha az masrafla daha fazla ürün üretilecek. Birliklerimiz ve üreticilerimizle bir araya geleceğiz. Önümüzdeki günlerde bunun da lansmanı yapılacak, talep edenlerle üretim yapmak isteyenler bir araya gelecek. Domates üretecekse tohumunu, ilacını sistem içinde temin edeceği, girdi finansmanına uzanan, ürünün yarın kaç liraya satılacağını bileceği bir sistem olacak. Bu konuyla ilgili TBMM'de de bir yasa teklifi için çalışıyor olacağız. İlgili kamu kuruluşlarıyla Külliyede de bu işin çalışmalarından çoğunu bitirdik."
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile bu yıl Gıdanı Koru Kampanyası başlatacaklarını açıklayan Pakdemirli, gıda kayıp ve israfının önlenmesine yönelik altyapıyı oluşturacaklarını kaydetti.
Gıdada taklit ve tağşiş cezalarının caydırıcı olması için mevzuat düzenlemesi yapacaklarına işaret eden Pakdemirli, gıda kontrolü konusuna son derece önem verdiklerini, aldığı üründen şüphelenen her vatandaşın bakanlık laboratuvarlarında test ettirerek, sonucunu SMS ile öğrenebileceğini anlattı.
"Gıdada bilgi kirliliğine karşı kurul oluşturulacak"
Pakdemirli, tağşiş yaparak vatandaşın sağlığıyla oynayanları ifşa etmeye devam edeceklerine dikkati çekerek, "Bu cezaların ağırlaştırılması ve gerekiyorsa hapis cezasına varma konusunda çalışmalarımız sürüyor. Bu yıl ilk çeyrek olmadan, şubat ayı içinde bu konuda gerekli aksiyonu almış olacağız." ifadelerini kullandı.
Gıdada bilgi kirliliğinin önlenmesi ve gıda okur yazarlığının artırılması için de atım atacaklarını vurgulayan Pakdemirli, şöyle konuştu:
"Her gün birileri 'Şunu yiyin, bunu yemeyin, tereyağı, yumurta tüketmeyin' gibi şeyler diyor. O kadar karmaşa var ki bu iş böyle yürümemeli. Bu iş bir kurul tarafından ele alınmalı. Bununla ilgili de yasa değişikliği çalışmamız devam ediyor. Hangi bilimsel gerekçelere dayanıyorsun diye vatandaş namına bunu kurulun sorma hakkı olacak."
İyi ürünler için "şemsiye marka" olacak
Pakdemirli, tarım ve orman ürünlerinde markalaşmaya gidileceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Tarım ürünü üretmek yetmez, Türkiye için küresel bir marka düşünüyoruz. Yılın ikinci yarısında lansmanımız olacak. Yurt dışında bu markanın pazarlanması için çalışmamız olacak. Zeytinyağı, Türk lokumu, Türk baklavası, fındık, işlenmiş ürünler gibi stratejik ürünler bu kapsamda olabilir. Türkiye'nin iyi ürettiği ürünlerin birçoğu şemsiye marka altında toplanacak. Bunların başta gümrüklü satış mağazaları olmak üzere yurt dışındaki perakende noktalara satılması için marka desteği verilecek. Devlet olarak marka desteği verip, küçük üreticilerin ihracatla tanışması sağlanacak."
Orman ve orman ürünlerinin katma değerinin artırılması gerektiğini anlatan Pakdemirli, özel ağaçlandırma yapacak olanlara yüzde 65 hibe sağlanacağını söyledi.
Pakdemirli, bu kapsamda tıbbi aromatik bitkiler, lavanta, trüf mantarı, mavi yemiş, reçine, salep gibi geliri yüksek bitkilerin üretiminin artırılması gerektiğini bildirdi.
Yangınlara karşı yeni teknolojik önlemler yolda
Orman yangınlarına da değinen Pakdemirli, yangınlara müdahale süresinin 12 dakikanın altına indirilmesi için yeni teknolojik önlemleri de devreye alacaklarını dile getirdi.
Damızlık düve üretim merkezlerinin sayısını 25'ten 32'ye yükselttiklerini anlatan Pakdemirli, ıslah çalışmaları yapacaklarını ve elit damızlık sürüler üreteceklerini ifade etti.
Uluslararası projelere de önem vererek, yurt dışındaki iyi projelerden faydalanılacağını vurgulayan Pakdemirli, şunları kaydetti:
"Yabancı ülkelerde üretim teşvik edilecek. Ülkemiz uluslararası tarımla tanışmalı. ABD'nin, Brezilya'nın, Çin ve Malezya'nın dünyanın çeşitli ülkelerinde tarım toprakları var. Bu ülkelerde toprak mı yok? İklim ve benzeri koşullardan dolayı gıda güvenliğiyle ilgili riskler yaşayabilirsiniz. Ülkelerin bugünden önlem alması önemli."
Pakdemirli, kamu, özel sektör ve üniversite iş birliğini de geliştireceklerini belirterek, meteorolojik verilerin ürünlerin planlaması ve izlenmesine katkı sağlayacağını söyledi.
Suya ilişkin atılacak adımlara dikkati çeken Pakdemirli, "Suyun tek elden yönetilmesi, tasarruflu ve verimli kullanılması ile su kaynaklarının kirlenmeye karşı korunması için Su Kanunu çıkarılacak. Kanunun bu sene içinde çıkması için gayret içinde olacağız." diye konuştu.
Ürünlerin sanayisinin gelişmesi için çalışılacak
Pakdemirli, kenevir gibi bitki türleri üretilirken, bu ürünlerin sanayisinin de geliştirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Çiftçinin ürettiği ürünleri satacak nokta bulamaması konusunda endişelerimiz var. Bu konuda bu yıl adım atıyor olacağız." ifadelerini kullandı.
Büyükşehir belediyelerinde mahallelerin "kırsal" ve "kentsel" mahalle olarak yeniden tanımlanması gerektiğini vurgulayan Pakdemirli, burada köylerin tüzel kişilerinin koruması gerektiğini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının da bu konuda bir çalışma yaptığını kaydetti.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, küçükbaş hayvan tüketimini artırmak istediklerini belirterek, "Tekrar küçükbaş eti yemeye alışmamız lazım. Kırmızı et tüketiminin yüzde 10'u küçükbaş eti. Bunu yüzde 20'ye çıkarmamız gerekiyor." dedi.
Pakdemirli, Orman Genel Müdürlüğünde düzenlenen Tarım Orman Şurası Eylem Planı Tanıtım Toplantısı'na katılarak, 18-21 Kasım 2019'da gerçekleştirilen şurada alınan tavsiye kararlarının hayata geçirilmesine ilişkin eylem planlarını açıkladı.
Gelecek yıl 8 eylem planının uygulamaya konulacağını ifade eden Pakdemirli, bu kapsamda mera, yaylak ve kışlakların tespit ve tahdit çalışmalarının tamamlanacağını söyledi.
Pakdemirli, 14,6 milyon hektar meranın 11 milyon hektarında tespit yapıldığına dikkati çekerek, kaba yem ihtiyacını karşılayan meralar olmadığı zaman hayvancılığın ekonomik bir alan olmaktan çıktığını bildirdi.
Atıl araziler için yeni modeller
Atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılması için "arazi bankacılığı" ve "birlikte üretim" gibi modellerin uygulanacağını vurgulayan Pakdemirli, "Tarım arazisi piyasalarını arazi bankacığı çalışmasıyla birlikte geliştirmemiz lazım. Bu çalışmayı da 2021'e yetiştireceğiz." diye konuştu.
Tarımsal kirliliğin önlenmesi için nitrata hassas bölgelerin belirleneceğine işaret eden Pakdemirli, nehir havza yönetim planları hazırlanacağını anlattı. Pakdemirli, çölleşme ve erozyonla mücadele kapsamında da yıl başında 154 milyon ton olan toprak kaybı miktarının 130 milyon tona düşürüleceğini dile getirdi. Pakdemirli, "2023'te ülke yüzölçümünün yüzde 30'unun orman olmasını hedefliyoruz." ifadesini kullandı.
"Lisanslı depo kapsamına kayısı da eklenebilir"
Pakdemirli, tarladan çıkan ürünün muhafaza edilmesi ve kolay şekilde paraya dönüşmesinde önemi bulunan lisanslı depoculuğu da geliştireceklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Lisanslı depo kapasitesini 4,7 milyon tona çıkardık. Bu kapasiteyi, bu yıl 5,7 milyon tona, 2022'de de 8 milyon tona çıkaracağız. Depolara konabilen ürünler arasına bu sene kayısı da eklenebilir. Türkiye'nin rekabetçi olduğu tüm ürünleri lisanslı depoculuğa taşıyacağız. Bir sonraki adım da ürün ihtisas borsacılığı ve bunun ticaretinin serbestçe yapılması olacak."
Gıda güvenliği için aile işletmelerinin büyük önem taşıdığını ve korunması gerektiğini vurgulayan Pakdemirli, insanların doğduğu yerde doyması için bu işletmelere pozitif ayrımcılık tanınacağını söyledi.
Pakdemirli, atıkların değerlendirilmesi için Ar-Ge çalışmaları yürütüleceğini ifade ederek, atıkların ikinci ve üçüncü kez kullanılmasını, gübre ve ısıya dönüşmesini istediklerini bildirdi.
Türkiye'nin doğa turizmi potansiyelini de geliştireceklerine dikkati çeken Pakdemirli, doğa turizmi ve eko turizm konularında eylem planları hazırladıklarını anlattı.
Pakdemirli, 2022'de de 11 eylem planının hayata geçirileceği bilgisini vererek, şu değerlendirmede bulundu:
"Yerli ve milli tohumculuk geliştirilecek. 2022 için sertifikalı tohum üretim hedefi 1,5 milyon ton. Tohum ihracatımızı da artırıyor olacağız. Yerel ve Ata Tohum çeşitlerimiz korunacak. Bitki türlerine ait yerel çeşitler kayıt altına alınacak, tohumluklar çoğaltılacak ve pazarlanacak. Bu tohumlardan üretilen ürünleri daha iyi pazarlıyor olmamız lazım. Organik gübreyle ilgili de kapasite artışı yapılacak. Kullanılan gübrenin yüzde 15'inin organik olmasını hedefliyoruz."
"Fidan ihraç edeceğiz"
Ulusal Orman Envanteri'nin de çıkarılacağına işaret eden Pakdemirli, "Türkiye'yi uluslararası orman fidanı üretim ve pazarlama merkezi haline getirmek istiyoruz. Fidan ihraç eden ülke haline gelmemiz lazım." dedi.
Pakdemirli, buzağı ölümlerinin azaltılmasına yönelik çalışmalarla 2022'de buzağı sayısında 740 bin başlık artış sağlayacaklarını ifade etti.
Bu kapsamda Döl Verimi Takip Sistemi kuracaklarına dikkati çeken Pakdemirli, şöyle devam etti:
"Küçükbaş hayvan sayısını ve kırmızı et üretiminde küçükbaş etin payını artıracağız. Tekrar küçükbaş eti yemeye alışmamız lazım. Kırmızı et tüketiminin yüzde 10'u küçükbaş eti. Bunu yüzde 20'ye çıkarmamız lazım. 2020 yılı için 56 milyon küçükbaş hedefimiz var, 2023'te de her bir Türk vatandaşı için bir tane küçükbaş hedefledik. Nüfus kadar küçükbaşımız olacak."
Veteriner biyolojik ürünlerde ithalat azaltılacak
Genetik Kaynak Veri Tabanı Projesi ile bitkisel ve hayvansal gen kaynaklarının katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülmesinin sağlanacağını vurgulayan Pakdemirli, bu kapsamda kuraklığa dayanıklı yeni çeşitlerin geliştirileceğini dile getirdi.
Pakdemirli, aşılar gibi veteriner biyolojik ürünlerinde de ithalatı azaltmayı hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"2023 yılı sonrasında da 3 eylem planı hayata geçirilecek. Bu kapsamda, arazi kullanım planları yapılacak, arazi toplulaştırma projeleri tamamlanacak, yeni sulama yatırımları ve rehabilitasyon projeleri hazırlanacak. Eylem planlarımız, geleceğin yol haritası. Bu planlar için hızlıca yol alacağız."
AA