Konferanstan yapılan açıklamaya göre müzakereciler, 4 ana amaç ve 23 hedef üzerinde anlaştı.

Anlaşmaya varılan hedefler arasında, 2030'a kadar dünyanın kara, su ve deniz alanlarının yüzde 30'unun korunması, bu süreçte kamu ve özel sektör dahil tüm kaynaklardan yerel ve uluslararası biyolojik çeşitlilikle ilgili fonların seferber edilmesi yer alıyor.

Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere 2025'e kadar yılda en az 20 milyar dolar ve 2030'a kadar yılda 30 milyar dolar sağlama taahhüdüne yer verilen anlaşmada, doğaya zararlı olduğu düşünülen sübvansiyonların da 2030'a kadar en az 500 milyar dolar azaltılması hedefleniyor.

Kanada Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Steven Guilbeault, anlaşma sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, "Biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak ve tersine çevirmek, restorasyon üzerinde çalışmak, böcek ilacı kullanımını azaltmak için bir anlaşmamız var. Bu muazzam bir ilerleme." dedi.

Çin Çevre Bakanı Huang Runqiu da yaptığı açıklamada, "Biyolojik çeşitlilik kaybını durdurarak tersine çevirmek ve biyoçeşitliliği dünyadaki tüm insanların yararına iyileşme yoluna sokmak için hep birlikte çalışırken bize rehberlik edebileceğini düşündüğüm bir paket elimizde." diye konuştu.

Yeni anlaşma, Çin ve Kanada'daki resmi ev sahibi şehirler nedeniyle "Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi" adını aldı.

COP15 Konferansı'nın ilk oturumu Çin'in Kunming kentinde 12-13 Ekim 2021'de gerçekleştirilmişti.

Kovid-19 salgını nedeniyle tamamlanamayan COP15'in ikinci kısmı ise Montreal'de, Kanada ve Çin'in ortak ev sahipliğinde 7-19 Aralık'ta gerçekleşti.

Birleşmiş Milletler (BM) raporlarında, dünya topraklarının dörtte üçünün insan faaliyetleri nedeniyle değiştirildiği ve bu nedenle 1 milyon türün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu vurgulanmıştı.

COP14 Konferansı'nda Türkiye'yi temsil eden Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, 2024'te düzenlenmesi planlanan COP16'ya Antalya'nın ev sahipliği yapacağını açıklamıştı.