Manisa programı kapsamında Kula'da bir büyükbaş hayvancılık işletmesini ziyaret eden Bakan Pakdemirli, Yunusemre Kültür Merkezi'nde muhtarlar ve STK temsilcileriyle buluştu.

Buradaki konuşmasında dünyada kuraklık ve salgın nedeniyle gıda arzında yaşanan sorunlara dikkati çeken Pakdemirli, üretime sağladıkları desteklerle hiçbir vatandaşın boş raflarla karşı karşıya bırakılmadığını, kimsenin mağdur edilmediğini ifade etti.

Üreticiyi de tüm dünyada artan girdi maliyetlerine karşı korumak için çalışmalar yaptıklarını aktaran Pakdemirli, "İnşallah bu pandemiyle ilgili riskli unsurlar ortadan kalktığında hem enflasyonla hem de ürünlerle ilgili bir normalleşmeye gideceğimizi düşünüyorum." dedi.

Pakdemirli, Türkiye'deki bitkisel üretimin 2020'deki 128 milyon tonluk rekorun ardından geçen yıl kuraklığın etkisiyle 118 milyon tona gerilediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Pandeminin ve kuraklığın etkileri, dünya genelinde fiyatların dalgalanması... Bunların hepsinin piyasalara şu veya bu şekilde etkileri oldu. Tüm sektörleri etkileyen bir musibetin ortasında kaldı dünya. Biz ise bu dönemde üretici, besici ve çiftçiyi koruma gayreti içinde olduk. Allah'a şükür bugüne kadar çiftçimize hiçbir konuda zarar ettirmedik, bundan sonra da ettirmeyeceğiz, kar ettirmeye devam edeceğiz.

Bugün itibarıyla maliyetlerinizin çok arttığının farkındayız. Gübre ve mazot fiyatlarının arttığının farkındayız. Bunlarla alakalı bütçemiz dışında -bu sene inşallah 26 milyar liraya yaklaşan tarımsal destek bütçemiz var, neler yapabiliriz, bunlara ilgili kurumlarımız ve bakanlıklarımızla birlikte çalışıyoruz. Sizlere ekstra bir girdi desteği sağlayabilir miyiz, çalışıyoruz."

SUYA MÜCEVHER GİBİ DAVRANMAMIZ LAZIM

Bakan Pakdemirli, tarımsal üretimde kuraklığın ve iklim değişikliğinin yönetilmesi gereken önemli bir alan olduğunu, suyun depolanması noktasında yatırımlara hız verildiğini kaydetti.

Bu konuda tarım sektörüne önemli görev düştüğüne işaret eden Pakdemirli, şöyle konuştu:

"Bundan sonra kuraklık yeni normalimiz. Yani bundan sonra yağışlarımız daha azalacak. Bunun da üstesinden gelebilmenin ana yolu daha fazla depolama. Baraj yapacaksınız, gölet yapacaksınız, sulama yapacaksınız. Tarlayı sularken vahşi sulama kullanıyorsan, bunu damlama sulamaya ya da daha ötesi yer altı sulamaya çevireceksin. Bizim bunları yapmamız lazım, çünkü bugün kullandığımız su, gelecekteki evlatlarımızın içme suyudur. Biz tarım sektörü olarak bu işin yüzde 70'ini kullanıyorsak o zaman bizim çok daha dikkatli bir şekilde suyu kullanmamız ve suya iyi davranmamız lazım. Suya mücevher gibi davranmamız lazım. Bir damla suyu tasarruf etmenin yolunu arıyor olmamız lazım."

Türkiye'nin yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen gıda ihracatını geçen yıl yüzde 20 arttırdığını, toplam tarımsal hasılada Avrupa'da birinci, dünyada ilk onda yer aldığını hatırlatan Pakdemirli, Türk çiftçisinin kıt kaynakları çok iyi kullanabildiğini ifade etti.

Hayvan hastalıklarıyla mücadelenin devam ettiğini, brusella ve koyun keçi vebası hastalıklarıyla ilgili arilik çalışmalarını da başlattıklarını dile getiren Pakdemirli, bu hastalıklara karşı aşılama destekleriyle verim kayıplarının önüne geçmeyi hedeflediklerini bildirdi.

Hükümetin yaptığı doğru işlerin halka anlatılması noktasında muhtarların desteğine ihtiyaç duyduklarını belirten Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bana göre Türkiye'de iki bakış açısı var. Bir bardaktaki su. Bardağın boş tarafına mı bakacağız dolu tarafına mı bakacağız ? Dolu tarafına bakıp vatandaşımızla ilgili pozitif gündem oluşturmamız lazım. Muhtarlarımız, devletin bir parçası olarak pozitif gündem oluşturmak durumundadırlar. Pozitif gündemle sahaya çıkmamız lazım. Vatandaşımıza pozitif gündemi aşılamamız lazım ki üretime devam edelim, yarınlarımız evlatlarımız için daha güvenli olsun, 21. yüzyılda dünyanın ve bölgenin zenginliğinden daha fazla pay alan bir ülke haline gelelim."

Bakan Pakdemirli'nin Kula'ya yapılan yatırımlar ve desteklerle ilgili bilgilendirme yaptığı toplantıda muhtarlar ve sektör temsilcilerine söz verildi.