Belki yakın zamanda bağlarda siz de bu durumu gözlemlediniz. Belki de ilk defa duyuyorsunuz. Asmalar neden ağlar ve gözyaşı döker hiç düşündünüz mü?
Belki yakın zamanda bağlarda siz de bu durumu gözlemlediniz. Belki de ilk defa duyuyorsunuz. Asmalar neden ağlar ve gözyaşı döker hiç düşündünüz mü?
Bağcılıkta geç dönemlerde, gözlerin uyanmasına yakın ilkbaharda toprağın belli bir sıcaklığa eriştiği dönemde yapılan budama uygulamaları sonucu asmaların kesim yerlerinde damla damla su akmaya başlar. Bu olay bağ yetiştiriciliğinde bazen geç kalınmış bir uygulama olarak görülse de, bazı yörelerde meydana gelebilecek ilkbahar geç donlarından koruma önlemleri içerisinde de değerlendirilebilmektedir. Kışın erken dönemde yapılan budama sonucu asmalar erken uyanabilirken, geç dönemde yapılan budama uygulamaları ise asmaların geç uyanmasına neden olabilmektedir. Kesim yerlerinden akmaya başlayan su damlacıklarının oluşması “Asmalarda Kanama” yetiştiriciler tarafından ise “Ağlama” olarak adlandırılmaktadır.
Asmalardaki ağlama, daha çok toprak sıcaklığı ile ilgilidir. Şubat ve Mart aylarında 20 cm toprak derinliğinde sıcaklığın +4 0C ile +6 0C arasında olduğu dönemde çok çok az bir ağlama ihtimali mevcut olup sıcaklığın +8 0C’ye çıkması dahi bu ihtimali çok fazla arttırmamaktadır. Toprak sıcaklığının giderek artması sonucu ağlama yoğunluğu da artış göstermektedir. Toprak sıcaklığı 10 - 12 0C’ye ulaştığında maksimum ağlama seviyesine erişilmektedir.
Budamanın gerçekleştiği kesim yerlerinde dışarı çıkan bu sıvı, yeni kesim işleminin yapılmaması halinde kısa bir süre içerisinde azalarak kendi kendine bitmektedir. Bu durum bir basıç durumundan olmayıp kesit yerlerinde kısa süre içerisinde bir mantar dokusu oluşmaya başlayarak dışa açık uçlarının kapanmasından kaynaklanmaktadır. Eğer akan bu sıvı şayet asmanın kış gözleri üzerinde birikim yapacak olursa, bu gözlerin sürmesi gecikebilmekte ve hatta bazen sürmeyi dahi engellemektedir. Bu nedenle ülkemizin bazı yörelerinde ilkbahar donlarının tehlikeli olduğu yerlerde budama zamanının çok önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Asmalarda meydana gelen bu ağlamaların zararlı olup olmadığı hakkında uzmanların görüşleri değişebilmektedir. Burada önemli olan şey ise yeni sürecek sürgünlerin ve üzümün bu sudan yararlanamama gibi bir durumun ihtimal dahilinde olmasıdır. Fakat bilimsel çalışmaların bazılarında ilkbaharda fazla su akıtan asmalarda büyümenin, hiç ağlamayan asmalara oranla duraklamadığını belirten verilerde bulunmaktadır.