Tarihe sahip çıkıp, bu zenginlikle geleceğe yürümenin değerini bilmeyenler, tarihe acımadı! Bunun en çarpıcı örneği, Osmaniye'de ete kemiğe büründü. Köylüler, Kastabala-Hierapolis Antik Kenti'ni tarıma kazandırdı! Antik kentin ortasına buğday ekilmesi yürekleri sızlattı. '
'KAMULAŞTIRMA ŞART'
Skandal" dedirten buğday üretimi, Kesmeburun, Bahçe ve Kazmaca köylerinin ortasında, Ceyhan Nehri'nin ise yakınlarında yer alan Kastabala Antik Kenti'nde yapıldı! Kastabala'nın geçmişi, arkaik-klasik döneme (M.Ö. 7. Yüzyıl) kadar uzandı. 2. ve 3. yüzyıllarda Roma döneminde altın çağını yaşayan antik kent, sütunlu ana cadde, kale, tiyatro, hamam, pazar yeri gibi özelliklerinden dolayı Anadolu'daki Roma dönemine ait Perge, Bergama ve Efes antik kentleri ile aynı özellikleri taşıdığı için "Çukurova'nın Efes'i" olarak tanındı. Şimdilerde Kastabala'yı ziyaret eden vatandaşlar ise karşılaştıkları manzara karşısında gözlerine inanamadı. Çünkü antik kentin her yanı buğdayla kaplanmıştı. Kastabala'yı tarım arazisine çeviren köylüler, tarihin orta yerini buğday ekerek değerlendirmişti! Antik kente giden ziyaretçiler ise "koruma altında olması gereken" tarihi alanın tarım arazisi olarak kullanılmasına tepki gösterdi. Vatandaşlar, "Her taraf buğday tarlası olmuş. Güler misin, ağlar mısın? Yetkililerin buraya sahip çıkması şart" diye isyan etti. Gözler ise Müze Müdürlüğü'ne çevrildi. Yetkililer, antik kentteki buğday tarlaları için "Buranın durumu karışık. Kimi yerler köy merası, kimi yerler ise şahıslara ait. Kazı çalışmaları Gaziantep Üniversitesi tarafından yapılıyor. Bir an önce şahıslara ait tarım arazilerinin kamulaştırılması lazım" dedi.