Erzurum'da 5. Türkiye Zoonotik Hastalıklar Sempozyumu başladı.
Sağlık Bakanlığı, Gıda, Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı, Türk Veteriner Hekimler Birliği, Atatürk Üniversitesi ile Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanlık Derneği iş birliğiyle Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Türk Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Talat Gözet, birliğinin 1954'te kurulduğunu, 56 bölge ve il odasıyla ülkede hayvansal üretim, hayvan, doğal hayat ve çevre, halk sağılığı ile gıda güvenliği konularında çalıştığını söyledi.
Gözet, hayvan ve halk sağılığını önemli ölçüde etkileyen zoonoz hastalıkların çok fazla olduğunu, bunların önemli sağlık sorunlarının yanında ekonomik verim kayıplarına da neden olduğunu dile getirerek, "Dünya Sağlık Örgütü, zoonoz hastalıkların 200'ü aştığını bildirmektedir. İnsanlarda görülen enfeksiyonların yüzde 60'ının zoonotik kaynaklı olduğu bildirilmiştir. Bunlardan yüzde 70'inin yeni veya yeniden şekillenen zoonotik hastalıklar olduğu bildirilmektedir. Gıda kaynaklı hastalıkların hayvansal gıdalardan kaynaklandığı bildirilmektedir. Bunlar dikkate alındığında hastalıklarla etkin mücadelede beşeri ve veteriner hekimlerin birlikte çalışmaları gerekliliği oltaya çıkmaktadır" şeklinde konuştu.
Gözet, hayvan sağlığının güvence altında olmadığı dünyada insan sağlığı, gıda güvenliği ve sürdürülebilir gıda güvencesinden bahsedilemeyeceğini vurguladı.
EKMUD Başkanı Prof. Dr. Köksal
Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal da sempozyumu tarım ve hayvancılığın önemli gelir kaynağı olduğu Erzurum'da yapmalarının önemine dikkati çekti.
Zoonotik hastalıkların insanlarla hayvanlar arasında ortak olduğunu ifade eden Köksal, "Hayvanlardaki hastalıkları engelleyemezsek insanların hastalıklarını engellememiz mümkün olmamaktadır. Son aylarda gündemi yakından meşgul eden Ebola ve Mers'in ne kadar önemli yer tuttuğunu biliyoruz. Çok değerli konuşmacılar bilgilerini, deneyimlerini paylaşacak. Türkiye olarak 'yapmamız gerekeni yapıyor muyuz' diye de sormamız gerekir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'nde de Türkiye, dünyada belki de en değerli çalışmaları yapan ülkelerin başında gelmektedir. Çok güzel birliktelikler ortaya çıktı" diye konuştu.
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Uzman Dr. Seher Musaonbaşıoğlu da zoonotik hastalıkların sayısının fazla olduğunu ve yayılma alanlarının genişliği bakımından halk sağlığını tehdit ettiğini söyledi.
Musaonbaşıoğlu, zoonotik hastalıkların Türkiye'de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın olduğu düşünülse de aslında ülke genelini ilgilendirdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu olarak zoonozlar hakkında öncelikli stratejimiz hayvan kaynaklı bu hastalıkları önlemek ve halk sağlığını korumaktır. Ulusal ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde çalışmaya önem vermekteyiz. Hala günümüzde zoonotik hastalıklara bağlı geniş salgınlar görülebilmekte ve bu hastalıklar neticesinde insan ve hayvan ölümleri meydana gelmektedir."
Gıda, Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürü İrfan Erol da zoonotik hastalıkların çok hassas bir konu olduğunu, tıp ve veteriner hekimlerin bir arada çalıştıkları alan olduğunu anlattı.
Erol, zoonotik hastalıkların etki alanının küresel bazda ciddi tehdit oluşturduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Zoonotik hastalıklardan kaybettiğimiz insanları geri getirmemiz mümkün değil ama bu hastalıklar ülke ekonomisine de çok ciddi zararlar veren hastalıklardır. Bu hastalıkların değişen epidemolojisinin iyi takip edilmesi lazım. Sadece insan nüfusu değil, hayvan popülasyonu da artıyor. Doğal hayatı ciddi ölçüde daraltıyoruz. Orman alanları daralıyor. Vahşi yaşama ciddi müdahalemiz var. Bu da içinde bulunduğumuz ekosistemin değişmesine neden oluyor. Dünyada ciddi protein, hayvan ve hayvansal ürün ticareti var. Bu ticaretle çok sayıda önemli hastalığın ülkeler ve kıtalar arasında dolaştığını biliyoruz."
Sempozyum, yarın sona erecek.
Haberler.com