Çevirme ağları ile avcılık usullerinin en gelişmiş modeli olan gırgır avcılığı, halen Türkiye su ürünleri avcılığında son derece önemli bir yere sahiptir.
Gırgır avcılığı, sürütme ağları ile yapılan avcılığın önemli yöntemlerinden birisi olan trol avcılığının aksine, daha çok su kütlesinin orta üst bölümünde yaşayan ve pelajik balıklar olarak adlandırılan türlerin avlanmasında kullanılmaktadır.
Sürü halinde yaşayan, büyük kütleler oluşturarak dolaşan balıkları açık denizlerde tespit etmek için oldukça gelişmiş teknolojik cihazlarla donatılan gırgır tekneleri, günümüzde bünyelerinde bulundurdukları avlanma, işleme ve depolama araç gereçleriyle orta büyüklükte bir fabrika olarak nitelenebilir. Haberleşme ve güvenlik açısından VHF ve halk bandı telsize sahip olan bu gemiler, ayrıca sisli havalarda yön tayini yapmak ve herhangi bir kazayı önlemek amacıyla su üstü radarı ile donatılmıştır.
Gırgır gemileri avlayacakları balıkları tespit etmek amacıyla balık bulucu olarak adlandırılan Sonar ve Echo-Sounder olarak adlandırılan cihazlar kullanmaktadır. Bunlar aslen benzer temelli cihazlar olmakla birlikte yatay ve dikey yönlerde veri elde edebilmek üzere tasarlanan farklı transducer yapılarına sahiptir.
Bu cihazlar yardımıyla balık sürüleri tespit edildikten sonra evsaf ve miktar yönünden uygun olanlar için av operasyonu işlemine geçilebilmektedir. Bu amaçla ana gemi sürüye yakın bir konuma gelir, ağın bir ucu yardımcı bota alınır ve oldukça güçlü motoru sayesinde hızlı bir şekilde hareket eden bot ile sürünün etrafı çevrilir.
Hemen ardından suyun alt bölümünde kalan gırgır ağının kurşun yakası, çelik halat yardımıyla çekilerek büzdürülür ve bu sayede şekilde görülen son derece büyük bir ağ havuz elde edilmiş olur. Mantar yakanın su yüzeyinde olduğu düşünülürse balıkların havuzdan dışarı çıkması ve dolayısı ile kaçabilmesi artık mümkün değildir.
Bu aşamadan sonra yardımcı bot ve ana geminin makineleri, işbirliği içerisinde ağ havuzu küçülterek balıkları olabildiğince sıkıştırır. Geminin yan tarafında sürdürülen bu operasyonda küçülen hacim içerisinde sıkıştırılan balıklar ya uygun kepçeler yardımıyla güverteye alınır veya fish pump adı verilen balık pompalarıyla su ile birlikte gemiye çekilir. Son kalan kısım için vinç yardımıyla ağ kaldırılarak güverteye boşaltılır ve böylece "mola" adı verilen bir ağ atma işlemi tamamlanmış olur.
Hali hazırda ülkemizde çeşitli boylarda gırgır teknesi olarak donatılmış çok sayıda gemi ruhsatlı olarak çalışmaktadır. Bunların içerisinde 50 metrenin üzerinde veya civarında boya sahip olan ve aslında tam anlamıyla bir fabrika olarak nitelenebilecek hatırı sayılır sayıda örnekleri de vardır. Hamsi, istavrit, palamut, lüfer, sardalya, kefal, orkinos, kolyoz gibi Türkiye balıkçılığının en büyük kütleli su ürünleri, gırgır tekneleri tarafından avlanmakta ve ekonomiye kazandırılmaktadır.
Hali hazırda gırgır tekneleri için 24 metre olan avlanabilen derinlik kuralı, 90 kulaç olan ağ derinliği sınırlaması ve diğer pek çok yasağa rağmen, gırgır ağlarının diğer pek çok benzerinde olduğu gibi düşük seçicilikte olması ve bilinçsiz avlanma gibi sebeplerle denizlerimizde yaşayan türler ciddi bir av baskısı altındadır. Balıkçıların av yasakları açısından bilinçlenmesi için çeşitli çalışmalar yapmak gerekli olmakla birlikte asıl olarak olması gereken, yeterli ve etkili denetim imkânlarının arttırılmasıdır. Bunun sağlanması denizlerimizde varlıkları tehlike altına giren türler için bir ümit ışığı olabilecektir.
merakedene.com