3 Ekimde alınan karar deyim yerindeyse çiğ süt üreticisinin ölüm fermanı niteliğinde.
Ulusal Süt Konseyi, dün gerçekleştirdiği toplantıda çiğ süt referans fiyatının yıl sonuna kadar litre başına 1,15 TL olarak devam etmesine karar verdi.
Bildiğiniz üzere Ulusal Süt Konseyi, Haziran 2014'ten bu yana çiğ süt referans fiyatında herhangi bir değişiklik yapmadı.
Artan tüm maliyetlere ve enflasyon gerçeğine rağmen kırsaldaki üretici çiğ sütü 2,5 yıldır olduğu gibi hâlâ 1 lira 15 kuruş seviyesinden satmaya çalışıyor.
'Satmaya çalışıyor' diyoruz çünkü bu işin idare edilebilir ya da sürdürülebilir yanı pek kalmadı.
Özellikle süt sığırcılığı yapan küçük aile işletmeleri ya anaç hayvanlarını keserek veya satarak bu işten çıkıyor ya da başkasına devrediyor.
Devletin bir taraftan tarımı destekleyen programlar, hibe ve teşvikler açıklarken öte yanda 2,5 yıldır can çekişir şekilde süt sığırcılığı yapmaya çalışan üreticiyi tek başına kaderine terketmesi ve gelişmeler karşısında kayıtsız kalması gerçekten düşündürücü.
Mevcut fiyat politikasıyla adeta yalnızlaştırılan süt üreticisi için sektörü terk etmekten başka alternatif yol bırakılmıyor.
Hedeflenen bu mu?
Söz konusu tablonun kırmızı et sektörü başta olmak üzere tarımın bir çok kolunda da olumsuz etki yarattığını tekrarlamamıza gerek yok sanırım.
Bu konuyu sıcağı sıcağına Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Adnan Yıldız ile konuştuk.
Ulusal Süt Konseyi'ni (USK) protesto ettiklerini ifade eden Adnan Yıldız, konseyin toplantılarına katılmadıklarını belirterek, gerekçesini şöyle açıklıyor: "USK'da kararlar önceden alınıyor ve sanki orada ortak bir karar alınmış gibi gösteriliyor."
Zaten hatırlayacağınız üzere Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin (TZOB) de geçtiğimiz mart ayında Ulusal Süt Konseyi'nden çekilme kararı alması USK'da üreticilerin adil şekilde temsil edilemediğinin bir diğer işareti niteliğindeydi.
"ÇİĞ SÜTÜN FİYATI GERİYE ÇEKİLDİ"
TÜSEDAD Başkanı Yıldız'a göre USK'dan çıkan karar çiğ süt fiyatlarının teknik olarak gerilediğinin de işareti.
Bakın Adnan Yıldız bu gerilemeyi nasıl açıklıyor: "USK'dan çıkan karara göre çiğ süt referans litre fiyatının soğutma primi dahil 1,15 TL olduğu belirtiliyor. 6-10 kuruş arasında değişen soğutma priminin referans fiyatın içine dahil edilmesi ile 'fiyat geriye çekildi' bile diyebiliriz."
KALİTEYE VERİLEN PRİM DÜŞÜRÜLDÜ
Yıldız, sanayici tarafından kaliteye verilen primin bir zamanlar 11-19 kuruş arasında değişirken, şimdilerde 3-5 kuruşa kadar geri çekildiğine dikkat çekiyor.
Süt ve süt ürünleri sanayicisinin bir taraftan kaliteli süte erişim noktasında sıkıntı olduğunu vurgularken, diğer taraftan kaliteli üretim yapan üreticiye yönelik desteğini çekmesi de ayrı bir çelişki.
Bildiğiniz üzere üretici açısından taban fiyat kadar kalite primi de Türkiye şartlarında kritik önemde. Kalite primi de çiğ sütteki somatik hücre sayısı, bakteri sayısı, sütteki yağ oranı ve soğutma gibi kriterlere bağlı.
Bu arada hemen hatırlatmakta fayda var.
Her ne kadar çiğ sütün litre başına referans fiyatı 1,15 TL olarak bilinse de sanayici Anadolu'nun birçok bölgesinde bu fiyatın altında alım gerçekleştiriyor. Hâlâ 1,05-1,10 TL'ye çiğ süt alımının yapıldığından yola çıkarak Et ve Süt Kurumu'nun bu konudaki müdahalesinin çok başarılı olduğunu söylemek güç.
Yıldız'a göre süt/yem paritesinin 1 liranın altında olduğu bir ortamda bu işi yapabilmenin elle tutulur bir tarafı kalmadı.
Para kazanamayan işletmelerin anaç hayvanları kesime gönderdiğini belirten Yıldız, "Bugün kırmızı etin karkas fiyatı 30 TL yerine 26 TL civarında seyrediyorsa bunun nedeni besilik materyalin yeterli seviyede olması değil. Kesilen anaç hayvanlar nedeniyle karkas et fiyatı bu seviyelerde" diyor.
İşte asıl risk de burada... Hayvancılıkta herkesin bildiği bir gerçek var: "Anası olmadan danası olmaz." Yani anaç hayvanların kesimine neden olan tablo yüzünden ileride yeniden hem et hem de süt tarafında krizler yaşanabileceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok.
BİRLİK VE KOOPERATİFLER DAHA AKTİF OLMALI
Bu noktada birlik ve kooperatiflere daha fazla iş düşüyor. Birlik ve kooperatifler üretici adına artık hem çiğ süt taban fiyatının artırılması hem de kaliteye primin verilmesi esasına odaklanmalı.
TÜSEDAD Başkanı Adnan Yıldız, mevcut tablonun gelecek için iyi sinyaller vermediğini söylüyor.
Böyle giderse Aralık sonrasında çiğ süt fiyatlarının daha da düşme riski olduğuna dikkat çeken Yıldız, "Doğumların başlamasıyla süt bollaşacak. Arzın artmasıyla fiyatlar üzerinde daha fazla baskı olabilir. Ama öte tarafta sanayici 2,5 yıldır aynı fiyata çiğ süt alırken, market raflarında peynir, tereyağı, yoğurt gibi bir çok süt ve süt ürününe zam yapılmaya devam ediliyor" diyor.
Adnan Yıldız'ın vurgu yaptığı bir diğer sıkıntı ise çiğ süt tarafındaki krizin diğer yan sektörlere olası yansıması.
Yıldız bunu bir örnekle şöyle açıklıyor: "Bu dönem, kaba yem tedarik dönemi. 300 baş sağmalı olan bir çiftlik yaklaşık 1 milyon lira değerinde yonca, silaj gibi farklı ürünlere ihtiyaç duyacak. Bunu nasıl alacak? Nasıl ödeyecek? Kış aylarında geri dönen çeklerin sayısının artması muhtemel."
Özetin özeti..
Süt ve süt ürünlerine yönelik adil olmayan fiyat politikası üretici kadar tüketici tarafından da sorgulanmak zorunda.
Üreticinin mağdur edildiği, tarımın dışına itildiği bir ortamda tüketicinin hesaplı ve sağlıklı ürün tüketebilmesi de zorlaşıyor.
İrfan Donat
Bloomberght